TİCARET SERBESTLEŞMELİ-YILMAZ PARLAR HABERİ



Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonunda Türk Devletlerinin bağımsızlığının 30’uncu yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen “Türkiye - Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansında” Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Türk Devletleri İle Ticaret Serbestleşmeli” dedi.



Bağımsızlığın 30’uncu Yılında Gelecek İçin Ortak Vizyon” temasıyla Ticaret Bakanlığı'nın ev sahipliğinde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonunda gerçekleştirilen,Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı’na T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Yatırımlar ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umurzakov, Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayil Cabbarov, Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Asset Irgaliyev, Kırgız Cumhuriyeti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiev, DEİK Başkanı Nail Olpak ve Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere ilgili ülkelerin resmi kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör temsilcileri katıldı. Türk Konseyi Genel Sekreteri Bagdad Amreyev de konferansa video mesaj gönderdi. 



Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu , “Gümrük süreçlerinin standart hale getirilmesi ve geçişlerin hızlandırılmasıdır. Gümrük işlemlerinde ortak standartlar belirlemeli, süreçleri basit ve hızlı hale getirmeliyiz. Birbirimize yönelik, geçiş kotalarını da kaldırmalıyız"




Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Tarife dışı engellerin ortadan kaldırılması büyük önem taşıyor”

Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Yatırımlar ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umurzakov, “Türk Konseyi Üye ülkeleri ile iş birliğinin artırılması önceliğimizdir”


Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayil Cabbarov , “Türk dili konuşan ülkelerle çok taraflı iş birliklerinin gelişmesi, yeşil ekonomi yolunda çalışmaların artırılması gerekmektedir.”



Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Asset Irgaliyev “Amacımız Türk konseyinin yapısını güçlendirmek ve uluslararası organizasyona dönüştürmek”


Kırgız Cumhuriyeti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiev “Hidroenerji konusunda iş birliği yapmalıyız ve Orta Asya'daki kıt su kaynaklarının çözümüne katkıda bulunmalıyız. Tarım sektörü de bölgemiz için hayati önem taşıyor”


Türk Cumhuriyetleri Bağımsızlığın 30’uncu Yılında İstanbul’da Bir Araya Geldi. “Türkiye-Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı” 11 Kasım 2021 tarihinde Conrad İstanbul Bosphorus Hotelde  gerçekleştirildi.


Konferansın açılışının ardından Bakanların katılımıyla basın toplantısı düzenlenirken, gün boyunca küresel gelişmeler ışığında Türk devletleri arasında ticaretin artırılması, karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, ulaştırma ve lojistik alanındaki sorunların çözümünün ele alındığı üç panel ile birlikte G2B oturumu ve yaklaşık 1000 kadar  iş görüşmesi yapıldı.


Türkiye ve Kazakistan heyetler arasında görüşmeler sonrası, T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Kazakistan Ticaret ve Entegrasyon Bakanı Bakhyt Sultanov tarafından “Türkiye-Kazakistan Sınır Ötesi Merkezlerde İş birliği Mutabakat Zaptı" imzalandı. 

Konferansın açılışında konuşmasında T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, özetle  “Bağımsızlık sonrası Türkiye olarak temennimiz, yeni kurulan kardeş devletlerin bölge ve dünya ile bütünleşmesi ve ülkemizle her alanda güçlü ilişkiler tesis etmeleri olmuştur.”dedi 


Ekonomik değerlerle Bakan Mehmet Muş,”Ülkemizin Türk Cumhuriyetlerindeki yatırımlarının toplam piyasa değeri 7,7 milyar dolara ulaşmıştır. Türk Cumhuriyetleri’nin ülkemizdeki yatırımları ise 8 milyar dolardır. Bu rakamların daha yükseklere çıkabileceğini biliyoruz” açıklamalarında bulundu


Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Yatırımlar ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umurzakov, “. Ülkemizin bu yıl yüzde 6,8 önümüzdeki yıl ise yüzde 6 büyüyeceği vurgulanıyor, biz daha yüksek rakamları amaçladık. İş insanlarına daha kolaylıklar sağlanması için çalışıyoruz. Türk Konseyi Üye ülkeleri ile iş birliğinin artırılması önceliğimizdir” dedi.


Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayil Cabbarov " Türk dili konuşan ülkelerle çok taraflı iş birliklerinin gelişmesi, yeşil ekonomi yolunda çalışmaların artırılması gerekmektedir. Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’in rehberliğiyle Azerbaycan Ordusu ülke topraklarını işgalden kurtardı. 44 günlük vatan muhaberesinde büyük zafer kazandık. Söz konusu dönemde Türkiye ve Türk Konseyi, Azerbaycan’a siyasi ve manevi destek verdi.”


Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Asset Irgaliyev " Türki ülkelerin global düzeydeki çıkarları da ön plana geliyor. Kazakistan'la üye ülkeler arasında bu yılın ilk yarısında ticaret yüzde 17 arttı. 4 milyar dolara ulaştı. 6 binden fazla Türk devletlerinden şirket ülkemizde çalışıyor. Bunlar verimli iş birliklerimizin kanıtı. Önemli başarılar kaydettik ülke olarak. Yabancı yatırımlar için iş dünyasına projelerini uygulamaları için çok önemli çözümler ortaya koyuyoruz. Çok önemli vergi kolaylıklarımız bulunuyor” dedi.


Kırgız Cumhuriyeti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiev ise, “. Ortak teknik parametreleri geliştirmemiz gerekiyor. Ulaştırma alt yapısını da geliştirmemiz bizim ticari ilişkilerimize çok büyük katkıda bulunacaktır. Enerjide tek tip uyumlu politika gütmeliyiz. Hidroenerji konusunda iş birliği yapmalıyız ve Orta Asya'daki kıt su kaynaklarının çözümüne katkıda bulunmalıyız. Tarım sektörü de bölgemiz için hayati önem taşıyor" diye konuştu.


DEİK Başkanı Nail Olpak ”1992 yılında, toplam ticaret hacminin 275 milyon dolar iken, 2020 yılında 8,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Olpak, “Bir taraftan önemli bir artış, ancak dostça ifade etmeliyiz ki, potansiyelimizi yansıtmıyor. Covid-19 salgını birlikte glokalleşen, tek kaynağa bağlı kalmanın risklerini gören, tedarik zinciri ve dijital hayatın öne çıktığı süreçte, ekonomi alanında yeniden gözden geçirmemiz gereken unsurlar olduğunu düşünüyorum” dedi 



Nail Olpak “Sektörel politika ve uygulamalar, bilgi ve teknoloji transferi, kamu özel sektör ortaklığı, sanayi bölgeleri, teknoparklar alanında uygulamalı tecrübe paylaşımı da, önemli iş birliği alanları olabilir. Ticaret politikalarında eşgüdümün sağlanması, ulaştırma ve lojistik altyapısının güçlendirilmesi ve tarife dışı engellerin önce azaltılıp sonra da ortadan kaldırılması da büyük önem taşıyor. Birlikte güçlüyüz, bunları başardıkça daha güçlü olacağız” ifadelerinde bulundu

 


Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu   "Tercihli Ticaret Anlaşmaları ile aramızdaki ticareti, daha serbest hale getirelim. Hizmet sektöründe de ülkelerimiz arasında ciddi bir iş birliği fırsatı bulunuyor. Hizmet ticaretini kolaylaştıracak bir anlaşmaya ihtiyacımız var. Gümrük işlemlerinde ortak standartlar belirlemeli, süreçleri basit ve hızlı hale getirmeliyiz.   hizmetler vermektedir. Bu alanda da ciddi iş birliği imkânları vardır" şeklinde iş birliği olduğunu söyledi. 


Türkiye-Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı’nda, Kuzu Grup ve SOCAR Turkey Enerji A.Ş. Gümüş Sponsor olarak, Avva Global Enerji Holding, Coca-Cola İçecek A.Ş., Pasifik Eurasia Demiryolu Taşımacılık, Procter & Gamble(P&G) ve TAV Havalimanları ise Bronz Sponsor olarak yer aldı. 


yilmazparlar@yahoo.com


2.Saros Bölgesi Ekonomi Zirvesi-Yılmaz Parlar

  Saros Bölgesi Ekonomi Zirvesi

Keşan, Enez ve İpsala (Saros) bölgesinin ekonomik analizini yapmak, turizm potansiyelinin arttırılması için gerekenleri konuşmak ve tarım sektörüne destek sağlamak amacıyla gerçekleştirilen, ''2. Saros Ekonomi Zirvesinde, bölge ekonomisi ve turizmine katkı sağlaması düşünülen Enez Deniz Gümrük Kapısı zirvenin temelini oluşturdu.



“Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor'' toplantıları kapsamında Edirne İş İnsanları Derneği 29-30-31 Ekim 2021 tarihlerinde, Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile işbirliğiyle Saros Bölgesi Ekonomi Zirvesinin 2.ncisini düzenlediler. 



Enez Kaymakamı Şükrü Alperen Göktaş, zirvede yaptığı konuşmasında; Enez Deniz Gümrük Kapısı'nın ilçe ve bölgeye büyük katkı sağlayacağını söyledi. 



Gerçekdende ülke ekonomisinin gelişmesi için limanların önemi son derece yüksektir. Modern bir liman,çeşitli ulaşım türlerini birbirine bağlayan önemli bir ulaşım merkezidir. 



Liman faaliyeti, devlet ekonomisinin gelişiminin stratejik bir yönüdür ve devletin işleyişindeki kilit bağlantılardan biridir Liman, denizciliğin gelişimi ile ayrılmaz ve tarihsel olarak bağlantılıdır ve hizmet vermeye yönelik bir yapı kompleksidir. 



Bu nedenle Enez Deniz Gümrük Kapısı bölge ekonomisinin gelişimi için büyük stratejik öneme sahip olup, ticaret ve ulaşım ihtiyaçlarını karşılamalıdır. 

Keşan ve Enez Belediye başkanlarıda zaten zirvede yaptıkları konuşmalarda yüksek standartlı yolları dile getirdiler. Kuruluşlarının gelişimi büyük ölçüde ulaşım kompleksinin durumuna bağlıdır.


 

Zirveye, EGİAD Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurul Başkanı Hakan İnci, Enez Belediye Başkanı Özkan Gönenç, Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Enez Kaymakamı Şükrü  Alperen Göktaş, Bir kısım Ekonomi Derneği Gazetecileri ve Edirne İş İnsanları Derneği üyeleri katıldılar.



EGİAD Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurul Başkanı Hakan İnci, Enez Belediye Başkanı Özkan Gönenç, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Enez Kaymakamı Şükrü  Alperen Göktaş’ın, Açılış konuşmaları sonrası;


Saros Bölgesi Tarımsal Kalkınma Panelinin Çetin Ünsalan Moderatörlüğünde Trakya Üniversitesi Genetik ve Biomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yalçın Kaya Trakyanının tarımsal alanı hakkında bilgiler verdi.



Saros Bölgesi Turizm Kalkınma Panelinde Moderatör EGD Başkanı Celal Toprak zirvenin önemine paylaşılan bilgilerin değerine vurgu yaparak bu tür toplantıları  benimsediklerini dile getirdi. Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Recep Zıpkınkurt, EGİAD Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurul Başkanı Hakan İnci panelin konuşmacılarıydı.



Zirve ikinci gününde panel İstanbul Üniversitesi Enez Sosyal Tesislerinde gerçekleşti.

Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurul Başkanı  Hakan İnci ve Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurul Üyesi ve Ekonomi Gazeteciler Derneği Edirne Temsilcisi Nevser Eraslan konuşmacıydılar. 



Belediye Başkanları ve Kaymakam ikinci gündeki konuşmalarında Edirne'de, kara ve demir yolu gümrük kapılarının ardından Enez ilçesinde yapılan deniz gümrük kapısının ülke ekonomisine ve turizme önemli ölçüde katkı sağlaması beklendiğini söylediler. 


Edirne'nin yerel kaynaklarıyla yaklaşık 8 milyon lira civarında maliyetle, hayata geçecek proje ebatları 130 metre uzunluk ve 45 metre genişlik 8 metre derinlik şeklinde olacak şekilde çalışmaların sürdüğünü ifade etdiler. 



Ekonomi Gazeteciler ayrıca Bölgedeki Çeltik ve peynir fabrikalarını gezdiler. Ürün aşamalarını yeni teknolojik makinelerin çalışmalarını yerinde gördüler. Tarihi Enez kalesi gezildi arkeolojik ekibi ilgililerinden tarihi ve buluntular hakkında bilgiler aldılar


yilmazparlar@yahoo.com

Sosyal Akıl Derneği-Sosyal Kütüphane-Yılmaz Parlar Haberi

   


EN SEÇKİN 500 KİTAP

Bilgi toplumunda bilginin üretimi ve tüketimi en önemli faaliyettir. Bilgi en önemli kaynaktır. Sosyo-kültürel bir süreç olarak bilişimi karakterize eden ana kategoriler, bilgi fonu ve bilgi akışı hakkındaki fikirlerdir. Bilgi fonu, insanlığın sahip olduğu tüm kültürel bilgilerdir. Bilgi akışı, belirli bir zamanda toplumda dolaşan, bilgi etkileşimi konusu tarafından nesneye aktarılan ve nesne tarafından sosyal aktivitenin meta-araçları olarak kullanılan kültürel bilgiyi ifade eder. Bu durumda en yüksek bilgi düzeyi bilgidir. Sıralı, artırılmış ve depolanmış bilgidir.


Bu bağlamda Sosyal Akıl Derneği tarafından hayata geçirilen “Sosyal Kütüphane” projesi, bize göre; gençlerin bilgiye erişim ve eğitimde yenilikçi faaliyetlerin sonuçlarının yaygınlaştırılmasında dijital kütüphanelerin rolü açısından önemi son derece mükemmel olan toplumsal sorumluluk projesidir.

Araştırmacı yazar ve Gazeteci Recep İncecik’e ait, Osmanlı Mutfağını en iyi uygulayanlardan biri olan Sultanahmet Küçük Ayasofya Caddesinde bulunan Sultan köşesi Restaurant’da 01 Ekim 2021 Cuma günü, Akıl Derneği üyeleri, çeşitli akademisyenler, eğitim dünyasının önde gelen isimleri, STK temsilcileri ve gazeteciler ortak akıl toplantısı gerçekleştirdiler.



İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından da desteklenen, Sosyal Akıl Derneği’nin geliştirdiği “Sosyal Kütüphane” projesi, hakkında; Sosyal Akıl Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Dündar, “Ülkemizin nitelikli insan ve güçlü toplum idealinin gerçekleşmesine katkı sunmak istiyoruz. Beşeri sermayenin güçlendirilmesi, sosyal ve kültürel kalkınma, toplumsal sorunların tespiti ve bu sorunların çözümü için yapılan önemli çalışmalara önem veriyoruz.” Sözleriyle açılış konuşmasınına başladı.



Başkan Mesut Dündar, “Yerel, ulusal ve küresel sorunların çözümü, toplumsal dönüşümün en küçük yapı taşı olan insanın değişimi, gelişimi ve dönüşümü ile ilgilidir. Değişim, kişinin kendisiyle başlar. Bu da algıları açmak, kişisel potansiyeli artırmak, yaşama ait her şeye farklı açılardan bakabilmekle olur. Farklı bakabilmenin en iyi yolu okumaktır. Bireysel çaba ve gayretler bu anlamda çok önemlidir ve aslında bir sorumluluktur. Her bireyin kendi potansiyeli doğrultusunda yapabilecekleri, zincir halinde etkileşimle topluma yansır ve toplum dönüşür. İnsanın bilgisi ve bilinci değişmeden dünya ve insan değişmez.” Şeklinde açıklamalarda bulundu.

Okumanın önemi hakkında; okumak, başka hayatlardan haberdar olmaktır. Diyen, Dündar, “Haberdar oldukça, geldiğimiz noktaya ayrı yollardan ulaştığımızın farkına varırız. Bu farkındalık bize, bizim gibi olmayanı kabul etmeyi öğretir. Kendimize ve başkasına saygı duymanın vazgeçilemez bir gereklilik ve erdem olduğunu gösterir. Okumak; dünü, bu günü ve yarını okumaktır. Güçlü toplumun inşası zihinlerin güçlenmesiyle mümkün olacaktır. Okumak zihni güçlendirmektir. İnsanın bilinci değişmeden dünya değişmez.”  Sözleriyle okumanın zihin güçlenmesini vurguladı.



Gençlerin öğretmensiyle, mesleki faaliyet eğilimlerini analiz edersek;

İnternet teknolojilerinin kullanımı yoluyla normatif, eğitimsel, metodolojik bilgileri yayma maliyetini düşürmeye yönelik fayda sağlar, pek çok materyalin basılmasına, saklanmasına, taşınmasına ve dağıtılmasına gerek yoktur.  Yayınlar yazarları güçlendirmeye yardımcı olur. Düşük tirajlı ve dolayısıyla kârsız yayınlar bile okuyucularını bulabilir ve olumlu bir pratik etki getirebilir.

Bilginin okulların, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin şahsında tüketicilerine ulaşması için gereken süre önemli ölçüde azaltılır.

Dijitalleşmeleri nedeniyle nadir kaynaklara erişim genişleyecektir. Kağıt, sinematografik ve video kasetler, diskler, kayıtlar gibi kısa ömürlü ortamlarda saklanan kaynaklar, özellikle bazı çoğaltma cihazları yavaş yavaş kullanımdan kaldırıldığından  kaybolmadan ve tamamen unutulmadan kalacaktır.

Yenilikçi bilgiler ve gelişmiş pedagojik deneyim daha yoğun bir şekilde yayılmaktadır  modern yayınlarla ilgili gerekli verileri izlemek mümkündür.  

Mevcut tüm bilgilere hızlı erişim olanağı sürekli olarak genişlemektedir Kullanıcılar, bilgi kaynaklarının fiziksel konumundan bağımsız olarak, günün herhangi bir saatinde ve okuyucuya uygun herhangi bir yerde dijital kütüphanelerden istifade edebilirler.

Bütün bunlar kuşkusuz öğretmenin öğretim ve araştırma faaliyetlerine olan ilgisini artırmaktadır.

yilmazparlar@yahoo.com


BDU -SHK - Sağlık Turizmi - Gastronomi -Hijyen Fuarı ve Zirvesi -Yılmaz Parlar

 BDU Koşmaya Devam


Ekonomik İşbirliği ve Diplomatik Koalisyon vizyona sahip BDU Uluslararası İşadamları ve Diplomatlar Derneği “ Geleceğin Geleceği ” temalı SHK FUARCILIK ile Uluslararası Sağlık Turizmi & Gastronomi & Hijyen Fuarı ve Zirvesi gerçekleştiriyor.



Uluslararası hukukun izin verdiği sınırlar içinde, Dünya çapında barış, iyi niyet ve işbirliği köprüleri kurmak, eğitim ve ağ oluşturma yoluyla iş ve diplomasideki merkezi rolü hakkında farkındalık yaratma amaçlı BDU, yeni kurulmasına rağmen yeni projeler için, aylık geleneksel toplantısıyla tüm üyeleriyle bir araya geldi. 


Sürekli eğitim forumları, ağ oluşturma fırsatları ve mentorluk sağlayarak, Bilim, Teknoloji, Kültür-Sanat, Spor, Eğitim gibi konuları destekleyen kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan BDU’nun ikinci toplantısında; Yönetim Kurul Başkanı Musa Karademir, Başkan yardımcısı Musa Soysal, Yönetim kurul üyeleri Aslı Gültekin, Mehmet Nuri Kaynar, Tahir Taş, Yılmaz Parlar, Bursa temsilcisi Yavuz Uzun, Kuveyt temsilcisi Nalan Özkan, Katar Temsilcisi Recep Demir, Ukrayna temsilcisi Cevdet Külekci, SHK Fuarcılık Sevda Korkmaz, Hakkı Korkmaz,  TÜRFED Federasyon kurucu Başkan yardımcısı Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı Dr. Deniz Öner, TÜRFED Federasyon kurucu Başkan yardımcısı, Tüketiciyi Güçlendirme Derneği Genel Başkanı Jale Yanılmaz, SHK Fuarcılık Yönetim kurul üyeleri ve BDU üyeleri hazır bulundular.



Kalamış Marina Peysage Restaurant’da gerçekleşen yemekli toplantıda Başkan Musa Karademir tarafından, Sağladıkları destekler ve çalışmalarından Dolayı Katar temsilsici Recep Demir, Kuveyt Temsilcisi Nalan Özkan, Ukrayna temsilcisi Cevdet Külekci’ye teşekkür plaketi verildi


Toplantı esnasında, 26-27 Kasım 2021 tarihleri arasında, İstanbul Wow Otel Kongre Merkezi’nde “Geleceğin Geleceği” mottosuyla uluslararası düzeyde zirve ve fuar düzenleyecek BDU Uluslararası İş İnsanları ve Diplomatlar Birliği ve SHK Fuarcılık zirve hakkında açıklamalarda bulundular.



Covid 19” ve “Pandemi” son iki yılda dünyanın en çok kullandığı iki kelime oldu.


BDU Diplomatlar Birliği Genel Başkanı Musa Karademir, “Covid 19” ve “Pandemi” son iki yılda dünyanın en çok kullandığı iki kelime oldu. İnsanlığı derinden sarsan salgın hastalık, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlar başta olmak üzere pek çok değişikliğe yol açtı. Davranışlar, alışkanlıklar değişti. Yeni dünyanın kodları olarak da tanımlayacağımız bu sistemde, sağlık, eğitim, iş hayatı, sosyalleşme araçları, tüketim alışkanlıkları yeni nesil davranış ve alışkanlık biçimine dönüşüyor. Kamu kurumları, şirketler, üniversiteler başta olmak üzere, her sektör baştan aşağı bu dönüşüme ayak uydurmak zorunda. Yeni Ekosistemde; “Sağlık Turizmi, Gastronomi ve Hijyen/Temizlik Sektörleri”nin Tüm Paydaşları “Uluslararası Sağlık Turizmi & Gastronomi & Hijyen Fuar ve Zirvesi”nde bir araya gelerek, bugünü ve geleceği ele alacaklar. “dedi.



Sürdürülebilir bir ekosistem kurmayı, ülkemizden ve yurtdışından gelecek olan katılımcı ve konuşmacılarla, geleceğin geleceğini sektörler bazında bütüncül değerlendirmyi amaçladıklarını söyleyen Karademir, “Bu çerçevede amacımız; İşbirlikleri, yatırım fırsatları, B2B görüşmeleri, ticari ve insani birliktelikler ile yeni ortaklıklar için zemin oluşturmaktır.” İfadelerinde bulundu.

Yürütme Kurulu Başkanlıklarını BDU adına Nalan Özkan, SHK adına ise Hakkı Korkmaz yapacağı “Uluslararası Sağlık Turizmi & Gastronomi & Hijyen Fuar ve Zirvesi” iş birliği protokol imzası sonrası  SHK Fuarcılık Adına Sevda Korkmaz yaptığı konuşmasında “ gerçekleşecek olan bu organizasyonda, bir yandan sektörlerin tüm aktörleri fuarda yerlerini alırken, diğer yandan da sektörlerin önde gelen isimleri, sektörün geleceğini, yapısal veya kurumsal değişim ve dönüşümü çeşitli oturumlarda, workshoplarda ve panelde tartışacaklar.” Şeklinde zirveyi özetledi. 



Yıllık Eğitim Forumlarla bilgi genişletmeleri, becerileri yenilemeleri, düzenli eğitim ve katılım programları sağlamanın yanı sıra yapılandırılmış mentorluk ve mesleki gelişim için ilişkiler kurmaya yardımcı olmayı, bireyler, hükümetler ve kültürler arasında iletişimi, anlayışı ve işbirliğini kolaylaştırmaya kararlı en üst düzeyde toplu uzmanlık ve eğitim, bilgi ve tavsiye sağlamayı ve Dünya’nın dört bir yanından meslektaşları yeniden bir araya gelmelerini sağlamayı amaçlayan kapsamlı bir kaynak koleksiyonuna sahip BDU’un toplantısında sürpriz yaşandı, Küveyt Temesilcisi Nalan Özkan’ın, Katar Temsilcisi Recep Demir’in, BDU üyesi Özlem Akyüzlü’nün müşterek  doğum günü kutlaması oldu.

Kalamış Marina Peysage Restaurant’ın  nefis yemekleri eşliğinde görkemli pasta üyelere ikram edildi.


yilmazparlar@yahoo.com

 

Ayıplı şirketlerin yeni taktiği “yeşil badana” mı?-Yılmaz Parlar

  Ayıplı şirketlerin yeni taktiği “yeşil badana” mı?

Pandemi süreci ile birlikte Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) başlattığı toplantılar, konularında uzman pek çok kişi ve kurumların yoğun ilgi ve desteği ile devam ediyor. Türkiye’de farklı sorunlara yeni bakış açıları kazandırma ve çözüm arayışlarının sürdüğü toplantıların yedincisi olan İzmir’deki Küresel Isınma Kurultayı sırasında ortaya çıkan “yeşil yıkama” kavramı, geçtiğimiz akşam Türkiye’nin en önde gelen uzman isimlerinden biri olan Dr. Uygar Özesmi’nin verdiği seminerde detaylarıyla irdelendi. Yoğun bir katılımın olduğu seminer, izleyenlerden gelen sorularla geç saatlere kadar devam etti


EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde “Sistemik Bakış: Orman Yangınları, İklim Krizi ve Yeşil Yıkama” başlığıyla Dr. Uygar Özesmi tarafından verilen seminerde, özellikle yeşil ekonomi konusunda atılan kimi adımların, sergilenen bazı faaliyetlerin sahte ve toplumu yanıltıcı olduğu vurgulandı.

Türkiye’de sertifikalı sürdürülebilir orman alanları yalnızca yüzde 28

Sistematik bakış açısıyla Türkiye’deki orman koruma alanları ve yanan ormanlar konusuna değinerek seminere başlayan Dr. Uygar Özesmi, Orman Sürdürülebilirlik Konseyi’nin Sertifikalandırma Sistemine bakıldığında 2012-2020 yılları arasında Türkiye’deki sertifikalı orman alanlarının her yıl arttığını ancak toplam orman işletmelerinin sadece yüzde 28’sinin bu sertifikayı almaya hak kazandığını belirtti.  Bu verinin aslında ürkütücü olduğunu ifade eden Dr. Özesimi, geriye kalan yüzde 72’lik alanların sürdürülebilir işletilmediği anlamına geldiğine dikkat çekti. 

Ormanlara sadece kesimlik kütük olarak bakmak yanlış

Dr. Özesmi, uydu görüntülerinden tespit yapan Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemine göre 2021’de 120 hektarlık bir alanın yandığını belirtti.  Bu alandaki yok olan ağaç varlığının bugünkü net değerle 2 milyar TL civarında olduğunu ve buraları söndürme ve ormanlaştırma maliyetinin ise 3,5 milyar TL olacağını tahmin ettiğini söyledi. Ancak buradaki TL değerleriyle ormanlara sadece kesimlik kütük olarak bakmanın yanlış olduğunu, çünkü biyolojik çeşitliliğin de korunması gerektiğini dile getirdi. Ne yazık ki biyolojk çeşitlilik açısından Türkiye’de sadece 46 koruma alanından oluşan 408 bin 500 hektar alan olduğunu bunun yanan alanın sadece 3,4 katı olduğu düşünülürse korunan alanları tüm orman alanının %30’una çıkartmak gerektiğini ifade etti.

Kalitesiz linyit kömürü çıkartmak üzere İkizköy’de ormanların kesilmek istendiğini, kömürün termik santrallerde yakılması ile ortaya çıkan karbonun sera etkisini tetiklediğini, bu negatif döngüsel sürecin sonunda artan iklim krizi ile ortaya çıkan orman yangınlarının yine dönüp gelip o termik santralı tehdit ettiğini gösterdi. Bu örnekten yola çıkarak sürecin iklim değişikliğine, iklim değişikliğinin de afetlere neden olduğunu veriler ve grafiklerle anlattı. 




Ayıplı şirketler, şimdi de “Yeşil Badana” ile aldatıyor

İklim Değişikliği ile mücadele konusunda şirketlere ve bireyleri temsil eden STK’lara artık daha büyük sorumluluklar düştüğüne dikkat çeken Dr. Özesmi, bu konuda yeterince toplumsal bir bilinç oluşmadığını verdiği bir örnekle açıkladı. Türkiye’deki son yangınlarda öne çıkan bir sanatçımızın kurduğu çok değerli bir derneğin dünyanın büyük ve iklim değişikliğine neden olan ayıplı fosil yakıt şirketlerinden biriyle “ahbap” ilişkisi içine girip maddi desteği kabul etmesinin tam da bu şirketlerin “Yeşil Badana”sına denk düştüğünü ifade etti. Bu nedenle, afetler ve orman yangınlarının başlıca nedenlerden biri olan İklim Değişikliği sorununun temelindeki iş modellerinin ekolojik ve sosyal faydası ile sağlık gibi toplumsal zararları hakkında herkesi bilinçli olmaya davet etti. Yeşil Yıkama’yı önlemek için özellikle bilim insanları, ekonomistler ve gazetecilerin sorgulayıcı ve bilinçli olması gerektiğinin altını kalınca çizdi. Dr. Özesmi’ye göre “Yeşil Badana”yı önlemenin yolu, şirketlerin üretim süreçlerinin denetlenebilir ve şeffaf hale gelmesinden, üretimlerinin insana ve doğaya ne fayda sağladığının ölçümlenebilir olmasından geçiyor. Ancak böylelikle, iklim değişikliğine neden olan şirketlerin toplumu aldatma yönünde artık “yeşil yıkama” ya da “yeşil aklama” yapamaz hale gelmeleri sağlanabiliyor.  

Yeni ekonomik sistemde şirketler de aktivist olmak zorunda

Dünyada artan çevre duyarlılığı, “İklim Değişikliği” ile mücadele ve “Sürdürülebilir Kalkınma” ilkeleri ile şekillenen yeni ekonomik düzende artık şirketlerin de bir aktivist gibi davranmak zorunda olduğuna vurgu yapan Dr. Uygar Özesmi, dönüşen sürecin şirketler için bir fırsat olduğuna dikkat çekti. Amerika Birleşik Devletleri’nde 2020 araştırmalarında Moderna ve Pfizer’ın dahi önünde en itibarlı şirket olarak “Patagonia” giyim ve spor malzemeleri şirketinin çıktığını, bunun nedeninin de aktivist bir şirket olmasında, müşterilerini çevre hareketi bağlamında örgütlemesinden kaynaklandığını söyledi.  Şirket ayrıca sivil toplum kuruluşlarına destek olurken, yeni döngüsel ekonomik sisteme uyumlanma ve ekolojik inovasyon konusunda başarılı olduklarını söyledi.. 




Artık tüketim değil doğayla dost “türetim” ekonomisi dönemi 

İklim Değişikliği ile mücadele sürecinde insanların doğayla uyumlu ve barış içinde oldukları bir gelecek için çalıştıklarını dile getiren Dr. Özesmi, dünyada artık ayıpsız mal ve hizmet üreten şirketlerin olduğu bu yeni bir iş modelinin giderek yaygınlaşacağına dikkat çekti. 

Türkiye’den çıkan ve Dünya’ya yayılan bir Good4Trust “iyiliğe güven” topluluğu oluşturduklarını açıklayan Dr. Uygar Özesmi, artık tüketim değil “Türetim Ekonomisi” kavramı ile ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim ve hizmetlerin oluşturduğu, iyilik ve güvene dayalı bir ekosistemin geliştiğini belirtti. Özesmi’nin verdiği bilgiye göre Good4Trust’ta niyet belgesini imzalayan ve üretim süreçlerini beyan ederek yedi üyeden oluşan seçici konsey tarafından onaylanan 344 üretici işletme faaliyet gösteriyor ve yaklaşık 20 bin kişi bu topluluğa üye.

yilmazparlar@yahoo.com

İzmir’in Refahını Artırmak ve Adil Paylaştırmak -Yılmaz Parlar

  İzmir’in Refahını Artırmak ve Adil Paylaştırmak 


Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) tarafından düzenlenen ve  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in desdekleri ile İzmir tarihi Havagazı Fabrikasında, 14-15 Haziran 2021 tarihlerinde hibrit temasıyla 15.ncisi gerçekleşen Isınma Kurultay ikinci gününde  “Daha İyi Bir Yaşam İçin Kooperatifçilik Zirvesi işlendi.



İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’de köylümüz ve çiftçimiz başta olmak üzere tüm şehrin refahını artırmak ve bunu adil bir biçimde paylaştırmak için çalışıyoruz. Kooperatifçilik bu hedeflerimiz doğrultusunda önemli araçlardan biri”dedi



Daha iyi bir yaşam için kooperatifler olmazsa olmaz


Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak “Cumhuriyet döneminde kooperatiflerin çok önemli işlevleri olmuş. Sonraki dönemde kent kooperatifleri önemli başarılara imza atmış. Ama bir türlü kooperatifçilikte sürdürülebilir bir başarı elde edememişiz. Bu, üçüncü dönem. Artık hata yapma şansımız yok. Daha iyi bir yaşam için kooperatifler olmazsa olmaz” dedi. 


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, EGD Gazetecilere İzmir Tarımı ve kooperatifçiliğin geliştirilmesine yönelik çalışmaları hakkında bilgiler verdi.


Ülkemizde suyumuzun yüzde 77’si tarım için kullanıldığını, vahşi sulamayla içecek suyu bulamıyacağımızın altını çizen Soyer, “İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek, suyu az tüketen, bu toprakların atalık tohumlarını ve stratejik ürünlerini destekleyecek bir politika izleyerek, tarımda harcanan suyu yüzde elli oranında azaltmayı hedefliyoruz. Su israfını modern yöntemlerle değiştiriyoruz. Böylelikle, kuraklığa karşı çiftçimizi ve şehrimizdeki milyonları koruyor, içme suyu kaynaklarımızı teminat altına alıyoruz” dedi. 

 


Kooperatiflerin üreten çiftçiyi, köylüyü koruduğunu bunun döngüsünü örnekledi.

 

Başka Bir Tarım Mümkün vizyonu doğrultusunda İzmir Tarımı politikaları ile yürüttükleri ifade eden Soyer “İzmir’de köylümüz ve çiftçimiz başta olmak üzere tüm şehrin refahını artırmak ve bunu adil bir biçimde paylaştırmak için çalışıyoruz.” şeklinde Kooperatifçilik hedefleri doğrultusunda icraatlarından örnekler verdi.



İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni kurduk

 

İzmir Tarımı ürün deseninin planlanmasından lojistiğe, ürünün işlenmesinden satış ve ihracatına, ARGE ve eğitim faaliyetlerine kadar kapsamlı ve çok yönlü bir süreci kapsadığını, Sasalı’da ‘İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni kurduklarını söyledi.


Soyer kooperatifler üzerinden yaptıkları milyonlarca liralık alımın, önümüzdeki iki yıl içerisinde yaklaşık üç kat artacağını, müjdeledi 


Atatürk, iki kooperatifin kurucusu ve ortağı olmuştur 

 

Zirvede Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim’in Atatürk ve kooperatifçilik üzerine olan video kaydı da yayınlandı.


Mülayim, “Atatürk, iki kooperatifin kurucusu ve ortağı olmuştur; bunun dünyada örneği yoktur. Türkiye’de çok fazla küçük üretici var. Küçük üreticiler kooperatif yoluyla gelişebilir. 

 


Kooperatifçilik moda akım değildir


Moderatör, ekonomist gazeteci yazar Meliha Okur panelde Türkiye’de kooperatifçiliğin sorunları ve çözüm önerileri üzerine konuşuldu. “Dünya tarihine bakınca 15 bin savaş çıktığını görüyoruz. Bu savaşların sebebi sudur. 2020 ve sonrasında dünya siyasetinde su konusu gündemde olacak. Tarımdaki vahşi sulama bu süreci hızlandırıyor” sözleriyle suyun önemine bir kez daha dikkat çekdi.


Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Yercan kooperatifçiliğin bir amaç değil araç olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Asıl olarak gıda güvenliği, aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliği, genç ve kadın çiftçilerin korunmasının amaç olması gerektiğini söyleyen Yercan, “Kooperatifçilik moda akım değildir. Türkiye’de çok fazla kooperatif var. Bu, sürdürülebilir bir sistem değil. Kooperatif sayısını arttırmadan ortak sayımızı arttırmamız gerekiyor” dedi.

 



Kooperatifçilik tarihinde İzmir’in önemi


Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Uyar “Atatürk 1913-1915 yıllarında Bulgaristan’da askeri ateşe olarak kalıyor. Orada kooperatifçilik sayesinde köylünün nasıl kalkındığını görüyor. Türkiye’de de başlamasını istiyor. Atatürk bir yandan meclis kurmaya, düzenli ordu oluşturmaya çalışırken bir yandan da köylülüğü örgütlemek için kooperatifçilik için uğraşıyor” açıklamalarında bulundu


İzmir İktisat Kongresi’nin İzmir’de yapılmasının nedeni, “İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı ve bittiği yerdir. Aynı zamanda ekonomik kalkınmanın başladığı yerdir. Atatürk yeni Türkiye’nin ekonomi politikalarının değişeceğini söylüyor. Yeni Türkiye’nin fetih değil ekonomi devleti olacağını anlatıyor. Ve diyor ki ‘Kılıçla fetih yapanlar yerlerini samanla fetih yapanlara terk edecektir.’ İzmir, bu nedenle tarım kooperatiflerinin başlangıç yerlerinden biridir” şeklinde Atatürk’ün kooperatifcilik hamlesini başlatdığını vurguladı. 

 

Ortak sayısı artmalı 

Milli Kooperatif Birliği Başkanı Muammer Niksarlı   “Türkiye’deki birliklerin yüzde 60’ı kendi üst birliğine bağlı değil. Merkez birliklerin Milli Kooperatif Birliği’ne bağlı olma oranı da yüzde 15. Kooperatiflerin kendi yapısına bakınca yüzde 65’inin bireysel ortak sayısının 100’ün altında olduğunu görüyoruz. Bu sayılarla piyasada ekonomik faaliyet yapmak zor” dedi. Kooperatifçilikle farklı bakanlıkların ilgilendiğini, farklı yasaların 41 kooperatif türü olduğunu, denetim sistemli. dikey örgütlenme zorunluluk olmalı” dedi.  

 


Küçük aile çiftçiliği önemli

Moderatör, Köy Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer tarımda kadının rolünün önemine değindi. BM, 2014 yılını küçük aile çiftçiliği yılı ilan etdiğini, küçük aile çiftçiliği önemsendiğini, birlikde güçlü hareket kabiliyetinin gerçekleğini söyledi.      

 

Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Seval Doğanlar  Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortağı Suna Kalaycı  

Zeytinlik Gölcük Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortağı Nazmiye Aynalı deneyimlerini paylaştılar 

 

    

 yilmazparlar@yahoo.com

Jokey Annenin At Ressamı Kızı-Yılmaz Parlar

 


Jokey Annenin At Ressamı Kızı

Sanatı daha ulaşılabilir hale getirmeyi amaçlayan Sanat Kolektifi Tabularasa Transnatıonal Art platformu  bünyesinde sanatcı Ayten Çağlar, yine at resmiyle ArtContact fuara katıldı.



Karacabeyli annesini at yarışlarında hiçbir erkek yarışcı geçememiş. Annenin izinden at sevgisiyle büyüyen atın tüm anotomisini inceleyen sanatcı Ayten Çağlar atı tuvale taşımış. Beste Gürsu ile sadakati, canlılığı, refahı ve asilliği sembolize eden  “At Türkün kanadıdır” projede kataloğun sayfalarındaki at resimleriyle yer almış. 

Fuarda kendisiyle yaptığımız söyleşi sohbetde “Türk halkının yaşamının önemli bir bileşeniydi atlar.  Atları başarılı bir şekilde ilk evcilleştiren Türk halklarıydı ve bu yeniliği komşu halklara da aktardı. At, Türklerin kutsal hayvanıdır. Ve evcilleştirilmesinin onuru onlara aittir. Sonuçta, onlardan başka kimse kısrak sütü veya at eti veya ondan yemekler kullanmadı. Başka hiçbir eski destanda ata bu kadar onurlu bir yer verilmedi. Başka bir dil yok Türkçedeki gibi çok eski, kapsamlı bir at yetiştiriciliği terminolojisinde. Bu bir spordan daha fazlası ve sadece ata binme sanatı hayatın ta kendisi. Hayat hızlı bir at gibi değil mi? Bu bir zafer meselesi bile değil, asıl şey hedefi görmek ve ona doğru uçuşu, yaşamın ve duyguların doluluğunu hissetmek.”

Atları betimlemeyen atları gözlemlemek ve boyamak için sık sık ahırı ziyaret eden Ayten Çağlar orijinalinden daha canlı eserleriyle atın gücünü, çabukluğunu, görkemini, güzelliğini, bağlılığını, resme bakan kimseye duyguyu hissetdiriyor ve atlara olan düşkünlüğünü kanıtlıyor. İnsan sanatının ilk nesnelerinden biri olan atlar eski çağlardan beri kutsal hayvanlardır. Yelenin altında gizlenen özgürlük unsuru her zaman dinamikdir.”



IKASD İstanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı  Beste  Gürsu’dan aldığımız bilgilere göre;   2020 yılında İKASD, BG Art Consultancy ve Collab İstanbul tarafından kurulan,  danışma kurulunda 27 ülkeden 44 sanat aktörünün yer aldığı, 10 ülkede temsilciliği bulunan, dijital mecralarda sergiler, içerikler ve çevrimiçi etkinlikler aracılığıyla sanatçıları dünyanın her yerinden sanatseverler ve sanat profesyonelleri ile bir araya getiren yeni nesil bir sanat platformu Tabularasa Transnational Art, standında göze çarpan diğer bir sanatcı Mersad Berber’di

Hırvatistan, Bosna-Hersek ve Yugoslavya sanatının son yüzyıldaki en önemli temsilcilerinden biri olan Boşnak Sanatçı Mersad berber, Yurtdışı sanat eğitimleri alan, Art and Life Gallery, Project, Production Kurucusu ve IKASD İstanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olan Beste  Gürsu’nun  Tabularasa’da yer aldı. Hırvatistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Dr. Ivana Zerec özellikle eserlerini görmeye Tabularasa standı ziyaret etdi.



Tabularasa Transnational Art -ArtContact İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı Katılımcı Sanatçılardan Ayten Çağlar ve Mersad berber  yanı sıra, Abaz Hado (Arnavutluk),  Ahmet Nejat (İran), Alem Korkut (Hırvatistan), Aliye Altunbilek, Amer Hadzic (Bosnahersek), Antony Samanıego (Amerika), Aygül Akmanova Okutan (Rusya), Berke Şimşek , Cem Özkan , Damla Gök , Emrah Yücel ,Emre Yıldır / Erinç Işık ,Ezgi Sandıkçı , Ferya Kocaçınar ,Gamze Çakır, Gökçe A.Çiftçioğlu , Hale Ürkmezgil ,Harun Başakçı,Hülya Vurnal İkizgül,  Hüseyin Abdik,  Hüseyin Suna,  Ilgın Erdem,  Joseph O Idowu (Nijerya),  Kaan Baltacı, Kadir Akyol,  Levı Vıller (Suriye) , Leyla Kara, Luıgı Ballarin (İtalya), Melihat Teparıc (Bosnahersek) , Melike Kuş,  Mercan Dede , Mirza Hasanefendıc (Bosnahersek), Muhamed Kafedzıc (Bosnahersek) , Muna Al Bader (Katar),  Mustafa Sönmez ,  Neslihan Aydınlıoğlu ,  Nilüfer Tütüncü , Orhan Yalçınoğlu ,  Recep Çiftçi , Reşat Ceylan ,  Selda Dilek Bakındı,  Sema Bicik ,  Setanay Özbek ,  Souadad Al-Sigab Kandemir (Irak) ,  Suna Akkuş ,Timur Kerim İncedayı, Tülin Onat , Yasemin Öztürk , Yuhanna Vıller (Suriye), yer aldılar.

yilmazparlar@yahoo.com