Bu satırları yazarken kalbim gururla çarpıyor. Çünkü yalnızca bir ödül değil, Türk dünyasının en yüksek nişanı olan “Vatan İftiharı Madalyonu” bana layık görüldü.
Bu şeref; emeğin, inancın ve tarafsız gazeteciliğin taçlanmış hâlidir. Böyle bir onura, Özbek Kadın Hakları Derneği’nin ve Türk dünyasının kalbinde ulaşmak hayatımın en kıymetli anıdır.
Başkanlığını, 2025 yılı Altın İnsan Ödüllü, Türk dünyasının Tomris Hatun’u olarak bilinen Azade (Ozoda) İslamova’nın yaptığı Özbek Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), 4. yılını İstanbul’un göz kamaştırıcı mekânı Beylerbeyi Uçar Garden Bosphorus’ta kutladı.
Bu unutulmaz gecede, derneğe ve topluma üstün katkılar sunan seçkin isimlere, Türk dünyasının en yüce payesi olan “Vatan İftiharı (Vatan Onuru) Madalyonu” takdim edildi. İşte o gecede, bu onurla sahneye davet edilenlerden biri de bendim.
“Seçkin Gazeteci” Anonsuyla Sahneye Davet
Törenin en unutulmaz anlarından birinde ismim şu sözlerle anons edildi:
“Toplumun faaliyetlerini profesyonel bir biçimde aktaran, yüksek düzeyde gazetecilik yetkinliği, uzun yıllara dayanan tecrübesi ve fedakâr çalışmalarıyla halkın güvenini kazanmış seçkin gazetecilerden biridir.
Kitle iletişim alanında yürüttüğü etkin çalışmalarıyla, toplum hayatındaki önemli süreçlerin aktarılmasında kayda değer katkılar sunmakta; toplumsal gelişimlerin kamuoyuna tarafsız bir şekilde ulaştırılmasında mühim rol oynamaktadır. Kendisi, toplumumuzun aktif bir üyesi olarak bu yüksek hizmetleri nedeniyle Türk dünyasının ve toplumumuzun en yüksek nişanı olan “Vatan İftiharı” unvanıyla ödüllendirilmiştir.”
Bu sözler, yalnızca bir takdim değil, mesleğimin en onurlu anıdır.
Özbek Kadın Hakları Derneği Gönüllerin Umut Kalesi
Özbek Kadın Hakları Derneği, Azade (Ozoda) İslamova’nın kararlı liderliğiyle yalnızca bir dernek değil, bir umut hareketidir.
Binlerce kadının hayatına dokunan, onları yeniden ayağa kaldıran bu dernek; Türk dünyasında kadının sesini en gür şekilde duyurmayı başarmıştır.
İslamova’nın vizyonu, sadece kadınlara destek vermek değil, aynı zamanda Türk milletinin birlik ve kardeşlik ruhunu güçlendirmektir.
Onun ilham verici sözleri ve yorulmaz mücadelesi sayesinde, bu dernek bir medeniyet köprüsüne dönüşmüştür.
Vatan İftiharı Madalyonu, Bir Şeref Tacı
Türk dünyasının gözbebeği olan bu madalyon;
Altının ışığıyla göz alan, Motiflerinde Türk’ün kadim ruhunu taşıyan, Özbek ustalarının emeğiyle sanat eserine dönüşen, bir gurur abidesidir.
Bu madalyon yalnızca bir ödül değil, Türk milletine sadakatin, halka adanmış emeğin ve gönül birliğinin sembolüdür.
Onu taşımak, yalnızca benim için değil, mesleğim adına da bir ömürlük şereftir.
Türk Dünyasının Kalbi Özbekistan
Özbekistan’ın yüzyıllara dayanan sanat birikimi ve ince zevki, bu madalyonda hayat bulmuştur. Bu eser, yalnızca bir madalyon değil; Türk’ün gücünün, estetiğinin ve birliğinin simgesidir.
Azade İslamova’nın vizyonuyla Türk dünyasının ortak mirası olarak takdim edilen bu nişan, kuşaktan kuşağa taşınacak bir şeref mirasıdır.
Bu madalyon benim yakamda bir süs değil, Türk milletinin onurudur. Özbek Kadın Hakları Derneği ve onun ilham verici başkanı Azade İslamova’ya bu şerefi bana layık gördükleri için sonsuz teşekkür ediyorum.
Bu ödül, yalnızca bir gazetecinin başarısı değil; Türk dünyasının kardeşliğinin, birliğinin ve umudunun parıldayan bir tacıdır.
DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği’nden Dünya Çapında Tarihi Adımlar
İş İnsanı Halil Sert’in Vizyoner Liderliğiyle Yeni Bir Dönem Başlıyor
Dünya diplomasisinin kalbinin attığı en önemli kuruluşlardan biri olan DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği, Prof. Giinther Meinel başkanlığında insanlığın geleceğini şekillendirecek dev projelere imza atmaya devam ediyor.
Bu büyük vizyonun en güçlü temsilcilerinden biri ise, uluslararası arenada itibarı ve girişimleriyle dikkat çeken, Başkan Yardımcısı İş İnsanı Halil Sert.
Geçtiğimiz günlerde DMW İstanbul Ofisi’nde Halil Sert’i ziyaret ederek yeni projelerini dinleme fırsatı buldum. Söylemeliyim ki, dinlediklerim yalnızca Türkiye için değil, tüm insanlık için umut verici adımlar.
İnsanlık İçin Tarihi Proje, BM Engelliler Merkezi İstanbul’da
DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği, yalnızca barışı değil, toplumsal eşitliği de önceliklendiren çalışmalara imza atıyor. Engelli bireylerin topluma tam anlamıyla katılabilmesi için yürütülen kapsamlı çalışmaların sonucunda, İstanbul Boğazı’nda Birleşmiş Milletler Engelliler Merkezi kurulması kararlaştırıldı.
Bu tarihi adım, Senatör Serkan Bayram’ın öncülüğünde ve DMW’nin güçlü desteğiyle hayata geçiriliyor. Merkez, BM Kadın ve BM Çocuk kuruluşlarının yanında yer alacak ve İstanbul’u engelli bireyler için küresel bir diplomasi merkezi haline getirecek.
Bu dev vizyon, hiç kuşkusuz Halil Sert gibi duyarlı, vizyoner ve çalışkan liderlerin katkısıyla somutlaşıyor.
Londra’da Barış Kongresi, DMW’nin Gücü Dünyaya İlham Oldu
14 Şubat 2025’te Londra’da düzenlenen Barış Kongresi, uluslararası diplomaside bir dönüm noktası oldu. DMW’nin girişimiyle hayata geçirilen kongreye, dünyanın dört bir yanından siyasetçiler, akademisyenler, diplomatlar ve barış aktivistleri katıldı.
Konferansta, Başkan Yardımcısı Halil Sert’in vizyoner katkıları öne çıktı. Silahsızlanma, barışın güçlendirilmesi, çatışmaların önlenmesi ve uluslararası kurumların etkinliği konularında yaptığı değerlendirmeler, katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.
İngiliz hükümetinin tam destek verdiği kongre, sadece Avrupa için değil, tüm dünya için yeni bir barış manifestosu olarak tarihe geçti.
Halil Sert, Diplomasinin ve İnsanlığın Yükselen Sesi
Görüşmemde Halil Sert’in yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda küresel vizyona sahip bir barış elçisi olduğunu bir kez daha gördüm. Onun stratejik bakış açısı, diplomasiye kattığı yenilikçi çözümler ve insan odaklı yaklaşımı, DMW’nin uluslararası alanda gücünü artırıyor.
Bugün İstanbul’dan Londra’ya, Kıbrıs’tan New York’a uzanan bu büyük diplomatik ağ, Halil Sert gibi liderlerin özverili çalışmalarıyla dünyaya ilham veriyor.
Bir gazeteci olarak söylemek zorundayım;
DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği, dünya barışı ve insanlık onuru için bugün tarihe altın harflerle yazılacak bir mücadele veriyor. Ve bu mücadelenin ön saflarında yer alan Başkan Yardımcısı İş İnsanı Halil Sert, hem ülkemiz hem de dünya için gurur kaynağıdır.
İstanbul’u küresel diplomasi merkezi haline getirme hedefi, Londra’da barış için yükseltilen güçlü çağrı ve engelli bireyler için açılan yeni bir kapı...
Tüm bunlar, vizyoner liderlerin dünyayı nasıl değiştirebileceğinin en güzel kanıtıdır.
Yangınlar, Ekonomi, Tarihi Zaferler ve Küresel Sorunlar Masadaydı
İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ağustos ayı meclis toplantısını 13 Ağustos 2025 Perşembe günü gerçekleştirdi.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, hem Türkiye hem de dünya gündemine ilişkin önemli mesajlar verdi.
Avdagiç’ten Afet Uyarısı ve Küresel Mesajlar Toplantıda konuşan İTO Başkanı Avdagiç, Balıkesir’de yaşanan yangınları hatırlatarak afetlere karşı her an hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı:
"Bekleme; her an hazır olacakmış gibi süreçlerin içinde olmalıyız" dedi. Deprem ve yangınlarda hayatını kaybedenleri rahmetle anan Avdagiç, toplumun bilinç seviyesinin artırılmasının önemine değindi.
Filistin-İsrail meselesinde uluslararası topluma seslenen Avdagiç, 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşanan adaletsizliklerin son bulması gerektiğini belirtti: "Dünya, katliamlar karşısında sessiz kalmamalı" dedi.
Tarihi zaferlere de değinen Avdagiç, 26 Ağustos Malazgirt Zaferi ve 30 Ağustos Büyük Taarruz’un Türk milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak "Bu topraklar ebediyen Türk yurdu olarak kalacaktır" mesajını verdi.
Ekonomiye dair değerlendirmelerde bulunan Avdagiç, küresel belirsizliklere dikkat çekerek ABD ve Avrupa politikalarının Türkiye’ye etkilerini analiz etti. KOBİ’lere desteklerin artırılması gerektiğini vurgulayan Avdagiç, İstanbul’un ticari potansiyelini güçlendirecek fuar ve yatırım çalışmalarını paylaştı.
Erken’den Gelir Adaleti ve Nüfus Politikası Çağrısı İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken ise konuşmasında gelir dağılımındaki eşitsizliklere dikkat çekti: "Marketler, kafeler dolu ama aynı refah toplumun geneline yansımıyor" dedi.
Türkiye’de doğum oranlarının düştüğünü vurgulayan Erken, genç nüfusun desteklenmesi ve aile yapısının güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Orman yangınları konusuna da değinen Erken, bazı yangınların kötü niyetli eylemlerden kaynaklandığını söyleyerek devletin bu konuda daha etkin önlemler alması gerektiğini belirtti.
Tarihi mirasa vurgu yapan Erken, geçmişten ilham alınarak geleceğe güçlü adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.
Gelecek Stratejileri Toplantı, İTO’nun gelecek dönem stratejileri ve sektörel değerlendirmeleriyle devam etti. Yönetim, İstanbul ve Türkiye ekonomisinin büyümesi için çalışmaların kararlılıkla süreceğini bildirdi.
Türkiye'de bir kadın isterse neler başarabileceğini en güçlü şekilde kanıtlayan isimlerden biri Meltem Tepeler'dir.
Öncü vizyonu, uluslararası duruşu ve sektöre kazandırdığı sayısız değerle yalnızca bir organizasyon dehası değil, aynı zamanda Türkiye'nin dünya sahnesindeki temsil gücüdür.
Yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde adını altın harflerle yazdıran vizyoner bir lider olarak dikkat çekiyor.
KM Events’in kurucusu ve yöneticisi, TUED - Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği'nin kurucu başkanı, aynı zamanda SKAL İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi olan Tepeler, organizasyon dünyasında iz bırakan sayısız başarıya imza attı.
30 Yılı Aşkın Birikimle Dünya Sahnesinde
1995 yılında kurduğu KM Events ile Amerika’dan Hindistan’a, Azerbaycan’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkeden gelen çiftlerin düğünlerini masalsı atmosferlerde gerçekleştiren Tepeler, Papa Benedict XVI, George Bush, Tony Blair, Jacques Chirac, Gerhard Schröder, Berlusconi, İlham Aliyev gibi dünya liderlerini ağırlayarak bu alanda Türkiye’nin en önemli yüzü haline geldi.
Etkinlik Sektöründe Türkiye'nin Uluslararası Temsilcisi
ILEA – International Live Events Association’a Amerika dışından seçilen tek yönetim kurulu üyesi olarak, global düzeyde etkinlik sektörünü yönlendirme misyonunu başarıyla sürdürüyor.
Meltem Tepeler, Türkiye’yi yalnızca temsil etmiyor; Boğaziçi Üniversitesi'nde kurduğu etkinlik yönetimi programları ve genç profesyonellere verdiği derslerle sektöre nitelikli insan kaynağı da kazandırıyor.
Dünya Sahnesinde Üst Üste Ödüller
2024 yılı, Meltem Tepeler için adeta bir ödül yılı oldu. RSVP Global – Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Bu prestijli ödül, yalnızca büyük başarılara değil, o başarıların arkasındaki azim, liderlik ve yaratıcılığa veriliyor. Ve hiç kuşkusuz, bu ödül en çok Meltem Tepeler’e yakıştı.
Hindistan Shubh Wedding & Lifestyle Awards – Yılın En İyi Düğün Tasarımcısı
Global düğün pazarında Asya’nın kalbinden gelen bu büyük ödül, Türkiye'nin yaratıcı gücünü dünya vitrinine taşıdı.
World Bride Magazine Kapak Konuğu (Ocak 2025)
ABD’nin önde gelen düğün dergilerinden biri olan WBM, yalnızca sektörde fark yaratanları kapağına taşır. Meltem Tepeler’in vizyonunu, “yaratıcılığın ve estetiğin mükemmel bileşimi” olarak tanımlayan bu kapak, hem Sofralar Sergisi’ni hem de Türkiye’yi uluslararası arenada onurlandırdı.
Yaratıcılıkta Sınır Tanımıyor, Sofralar Sergisi – Yaratıcılık Konferansı
Meltem Tepeler’in vizyoner yaklaşımıyla doğan ve 2022’den bu yana her yıl düzenlenen Sofralar Sergisi, 2025’te dördüncü kez İstanbul’da düzenlenecek. Bu etkinlik, yalnızca bir konferans değil, aynı zamanda yaratıcı bir kültürel buluşma, networking fırsatı ve gençlere açılan bir vizyon kapısı.
Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek bu dev organizasyon, Türkiye’yi bir dünya düğün ve etkinlik merkezi haline getirmeye kararlı.
Sektörel Birlik ve Dayanışma: TUED’in Kurucusu
Meltem Tepeler, 2019’da kurduğu TUED – Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği ile, sektörün uluslararası standartlarda gelişmesini sağlayan bir platform oluşturdu.
Bu dernek, organizasyon dünyasının tüm aktörlerini bir araya getirerek Türkiye’nin MICE ve etkinlik turizmi potansiyelini dünyaya tanıtmaya devam ediyor.
Meltem Tepeler yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel ve yaratıcı gücünü global ölçekte temsil eden bir vizyon lideridir. Kazandığı her ödül, Türkiye'nin adını dünya sahnesinde daha da yukarılara taşımaktadır. Meltem Tepeler gibi kadınlar, geleceğin Türkiye’sini şekillendirecek olan ilham kaynaklarıdır.
BTM "Supernova" ile 21. Yüzyılın Girişimcilik Çağını Başlattı
“Her girişim bir yıldızdır. BTM ise o yıldızların parladığı evrendir.”
İstanbul Ticaret Odası’nın vizyonuyla kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), 2025 yılının ilk Sahne XL etkinliğini görkemli bir temayla gerçekleştirdi.
“Supernova.” Etkinlik sadece yılın değil, yüzyılın ikinci çeyreğinin de ilk sahnesi oldu. Ve bu sahne, parlayan fikirlerle, ışık saçan girişimcilerle doldu.
Mehmet Develioğlu,
“Girişimcilerimiz, ekonomimizin süpernovalarıdır!” BTM Sahne XL’in açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu, etkileyici sözleriyle girişimcilere ilham verdi:
“Supernova, bir yıldızın en parlak anıdır. Bizim girişimcilerimiz de işte o anı yaşıyor. Onlar, sadece BTM’yi değil, ülkemizin geleceğini de aydınlatıyor.”
Develioğlu, BTM’nin yalnızca bir merkez değil, girişimciliğin Türkiye’de parladığı bir yıldız kümesi olduğunu vurguladı.
“Zihinlerinin en parlak anının ürünlerini bu sahnede görüyoruz. Girişimcilerimiz, Türkiye’nin sıçrama noktasıdır.”
Dr. Önder Kul,
“Her fikir bir yıldız gibi doğar, sabırla büyür ve sonunda bir süpernova gibi patlar.” BTM Genel Müdürü Dr. Önder Kul, fikirlerin evrimini şiirsel bir dille özetledi:
“Zorluklar olur, karanlık olur. Ama vazgeçmeyenler, bir gün kendilerini, takımlarını ve bazen dünyayı dönüştürür.”
Kul, büyük bir müjde de verdi.
Startup World Cup Türkiye ayağı bu yıl BTM’de yapılacak
Pegasus Tech Ventures desteğiyle dünyanın en büyük girişimcilik yarışmalarından biri olan Startup World Cup, Türkiye’nin en parlak girişimcilerini Silikon Vadisi’nde bir araya getirecek ve 1 milyon dolarlık yatırım ödülü için BTM’den yola çıkacak!
Sahneye Çıkan Girişimler,
“Geleceği Bugünden Kodlayanlar”
Etkinlikte 13 girişim sahne aldı, 21 girişim stant açtı. Hepsi de Türkiye’nin yaratıcı gücünü temsil eden cesur ve yenilikçi fikirlerle izleyenleri etkiledi.
Kiraala – Paylaşım ekonomisine konum bazlı yenilik ReLUfy – 30+ yapay zeka modeliyle veri zekâsı ExportAlfa AI – KOBİ’ler için dijital ihracat asistanı innovRES – Kişiselleştirilmiş solunum rehabilitasyonu Vegg Foods – Bakliyattan yumurta taklidi: BBYA Tinnimizer – Kulağınız için kişiselleştirilmiş ses terapisi Bvaluator – 1 milyon+ veriyle yapay zekâ girişim değerleme Qbit Proje – Entegre verimlilik ve otomasyon sistemleri Kitchenest – Bulut mutfakla sanal restoranlar Fikogya – Su ekosistemi için çevre teknolojisi TeklifPro – Yeni nesil çift yönlü B2B ticaret STEP4 – AB uyumlu ESG risk yönetimi platformu Devfilo – Lojistikte komisyonsuz, entegre çözüm
Herkes için Müzik: Müzik Eğitiminin Demokrasi Devrimi
Etkinliğin en dikkat çeken girişimlerinden biri ise “Lidyanka” çatısı altındaki "Herkes için Müzik" oldu. Proje sahibi Fulya Çelikel, girişimini şöyle tanımladı.
“Müzik yetenek değil, bir iletişim biçimidir. Biz herkesin erişebileceği bir müzik okuryazarlığı inşa ediyoruz.”
Herkes için Müzik, müzik eğitiminin bireysel ayrıcalık olmaktan çıkıp toplumsal faydaya dönüşmesini sağlıyor.
Yapay zekâ destekli, video temelli, MEB uyumlu, yaşa göre özelleştirilebilen bu platform, müzik eğitimini demokratikleştiriyor.
Geleceğe BTM’den Bakın
“Supernova” teması yalnızca bir etkinlik ismi değil, BTM’nin vizyonunun özüdür. Her girişim bir yıldız gibi doğar, BTM’de parlamaya başlar ve sonunda birer galaksiye dönüşür.
BTM, Türkiye’nin girişimcilik gökyüzündeki en parlak yıldızıdır. Bu yıldızın ışığıyla parlayan her girişim, yalnızca kendi geleceğini değil, ülkemizin kalkınma hayalini de aydınlatıyor. Supernova sahnesi, yalnızca fikirlerin değil, umutların patladığı yer oldu.”
İnsan Kaynaklarında Devrim Niteliğinde Bir Gün Daha
Seda Mızraklı’ya alkışlar, zirveye övgüler yağdı…
İstanbul’un kalbinde düzenlenen Global HR Summit 2025, ikinci gününde insan kaynakları, teknoloji ve liderlik kavramlarını tarihin en parlak zihinleriyle buluşturdu.
Bu zirvede yalnızca bir etkinlik değil, adeta bir vizyon devrimi yaşandı.
Ve elbette, bu eşsiz organizasyonun mimarı olan Seda Mızraklı Ferik… O sadece bir zirve başkanı değil; modern iş dünyasının rotasını çizen, ilham veren bir lider. KREA M.I.C.E. ve KREA Digital’in kurucusu olarak, bu dev organizasyonu bir şölene dönüştürdü. Katılımcılar nezdinde, adeta sahnede parlayan bir yıldız gibi izlendi.
Açılış Seda Mızraklı’dan, İlham Dalgası Tüm Güne Yayıldı
Zirvenin ikinci günü, Seda Mızraklı’nın içten ve vizyon dolu açılış konuşmasıyla başladı. Dinleyen herkesin içinde bir ışık yaktı. İşte o konuşma, yalnızca bir açılış değil, geleceğin iş dünyasına atılan güçlü bir adımdı.
Küresel Düşünürlerden Altın Değerinde Konuşmalar
Sir Andrew Likierman (London Business School) sanal katılımıyla karar verme mekanizmalarında doğruluk ve içgörüye ışık tuttu.
Florin Petrescu insan odaklı liderliğin yapay zekâ çağında nasıl şekillenmesi gerektiğini detaylıca anlattı.
Bahadır Kaleağası küresel jeopolitiğin iş dünyasına etkisini büyük bir vizyonla aktardı.
"İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi, Küresel Krizler Çağında Yeni Stratejiler"
Bahadır Kaleağası’ndan Çarpıcı Uyarılar, "Şirketler Artık Jeopolitiği İçselleştirmeli"
Paris – Institut du Bosphore Başkanı ve strateji uzmanı Bahadır Kaleağası, "İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi" başlıklı konuşmasında, küresel sistemdeki radikal dönüşümleri analiz ederek iş dünyasına ve politika yapıcılara kritik mesajlar verdi. Marie Curie’nin "Korkmamak ve anlamaya çalışmak" sözünden yola çıkan Kaleağası, "Artık ekonomiyi jeopolitikten, bilimi diplomasiden ayıramayız" dedi.
Parçalanmış Küreselleşme, Yeni Riskler ve Fırsatlar
Kaleağası, küreselleşmenin "stratejik kırılganlıklarla dolu" yeni evresini şu başlıklarla özetledi:
Ekonomik zincirler = Risk zincirleri: Tedarik ağları artık jeopolitik gerilimlerden doğrudan etkileniyor.
Yarı iletkenler ve kritik hammaddeler: ABD-Çin rekabetinin odağında; şirketler için "kaynak güvenliği" öncelik haline geldi.
Dijital sistemler ve uzay teknolojileri: Refahın taşıyıcısı olduğu kadar "hibrit savaşların" hedefi.
Yapay zekâ ve kuantum bilişim: Belirsizlik yaratan ancak "büyüleyici" bir gelecek vaat ediyor.
"Şirketler, yatırım ve üretim kararlarını artık sadece piyasa koşullarına göre değil, jeopolitik analizle almalı" uyarısını yaptı.
Jeopolitik Artık Yönetim Kurullarında
Kaleağası’nın altını çizdiği 5 çarpıcı gerçek:
"Jeopolitik analiz, finans ve pazarlama kadar kritik bir yönetim kurulu gündemi."
Ukrayna savaşı, pandemi ve Orta Doğu krizleri, karşılıklı bağımlılığı gösterdi: "Hiçbir küresel sorun tek başına çözülemez."
Liderlik, kaba güçle değil; "yenilik, iş birliği ve öngörü" ile şekillenmeli.
Avrupa’nın rolü, Demokrasi, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma, insanlığın geleceğini belirleyecek.
Güven krizi, Kurumlara ve kamusal söyleme duyulan güvenin yeniden inşası şart.
Çözüm Önerileri, "21. Yüzyılın Yönetişim Araçları"
Kaleağası, yol haritasını 3 maddede paylaştı:
Uluslararası yönetişim reformu, 20. yüzyıl kurumları (BM, Dünya Bankası vb.) artık yetersiz.
Mini çok taraflılık, Esnek iş birlikleri (örneğin; kritik madenler ittifakları).
Bilim ve diplomasi sinerjisi: NASA’da kara delik görüntüleyen Prof. Feryal Özel’in "Merak edenler geleceği kazanacak" sözünü hatırlattı.
Türkiye-Fransa-EÜ Diyaloğunun Önemi
Paris Bosphorus Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Kaleağası, "Bilgi ve kolektif zekâ artık jeostratejik varlık. Fransa, AB ve Türkiye diyaloğu, krizleri aşmada kilit rol oynayabilir" dedi.
"Korkmamak İçin Anlamalıyız"
Kaleağası, konuşmasını Marie Curie’nin sözleriyle tamamladı: "İlerleme berrak bir bilinç ister. Daha az korkmak için daha çok anlamanın zamanı."
Kaleağası’nın mesajı net,"Yeni dünyada ayakta kalmak için disiplinlerarası düşünmek ve kolektif hareket etmek şart."
Ahmet Akın ise dinleyenleri “insan yüzlü robotlar mı, robot yüzlü insanlar mı?” sorusu ile düşündürdü.
Yapay Zekâ, Nörobilim, Duygusal Zeka… Her Şey Masadaydı
Günün ilerleyen saatlerinde sahnede:
Dr. Hamira Riaz, iş ve insan kaynakları stratejileri arasındaki uçurumu nörobilimle nasıl kapatabileceğimizi gösterdi.
Aydın Erdem, çalışanların değişen sosyolojisini verilerle ortaya koydu.
Sezin Mızraklı Avalin, yapay zekâ ile duygusal zekânın çarpıştığı sessiz savaşta kimin kazanacağına dair çarpıcı bir vizyon sundu.
Zihin mi Kazanacak, Yürek mi? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı
Sezin Mızraklı AvalinKonuşmacı, B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı
"Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı"
Sezin Mızraklı Avalin’den Çarpıcı Analiz: "İnsanlık ve Teknoloji Dengesini Kurmalıyız"
B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı Sezin Mızraklı Avalin, "Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı" başlıklı konuşmasında, yapay zekanın insan hayatına etkilerini kişisel deneyimleri ve tarihsel perspektifle ele aldı. Avalin, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde "insani değerlerin korunması" gerektiğini vurgulayarak kritik uyarılarda bulundu.
Kişisel Hikaye, "Yapay Zeka Teşhisi mi, İnsani Dokunuş mu?"
Avalin, geçen yıl yaşadığı sağlık sorununu örnek göstererek teknoloji-insan dengesinin önemine dikkat çekti:
"Doktorum, teşhisi yapay zeka destekli görüntülemeyle koydu ancak ardından gözlerimin içine bakarak 'Merak etmeyin, yalnız değilsiniz' dedi. Bu insani temas, psikolojik olarak beni rahatlattı."
Yapay zekanın "soğuk" bir şekilde hastalığı bildirmesinin yaratacağı travmaya karşı, "Duygusal destek olmadan teknoloji yetersiz kalır" dedi.
Yapay Zekanın Tarihsel Yolculuğu: "Leonardo da Vinci’den Günümüze"
Avalin, yapay zekanın kökenlerini Leonardo da Vinci’nin 1495’te tasarladığı robotlara kadar götürerek şu tarihsel dönüm noktalarını paylaştı:
1997’de IBM’in Deep Blue’su, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi.
2011’de Siri, 2016’da sohbet robotları insanlarla etkileşime başladı.
2026 projeksiyonu, Yapay zeka çözümlerinin 500 milyon+ insanın hayatını değiştirmesi bekleniyor.
İnsan Kaynaklarında Yapay Zeka, "Operasyonel Verimlilik ama Duygusal Zeka Şart"
Avalin, iş dünyasında yapay zeka kullanımına ilişkin çarpıcı tespitler yaptı:
"Bordro süreçlerinden aday taramasına kadar yapay zeka verimlilik sağlıyor. Ancak çalışanların %70’i, yöneticilerinin 'duygusal zeka' göstermesini bekliyor."
Z Kuşağı (1995-2009 doğumlular) için anında erişim ve sosyal duyarlılık vurgusu:
"Onlar için 'çevreye duyarlı şirketlerde çalışmak' maaş kadar önemli."
Kritik Uyarılar, "Yapay Zekayı Doğru Kullanmanın 4 Yolu"
Avalin, geleceğe dair şu stratejileri önerdi:
"Yapay Zeka ile Savaşmayın, İş Birliği Yapın":
"Satranç turnuvalarında artık 'insan+makine' takımları kazanıyor. Beraber çalışmalıyız."
"Akışkan Olun":
"Eskiden kasetler vardı, şimdi Spotify var. Kurumlar da esnek ve dinamik olmalı."
"Zaman Kazandıran Teknolojileri Hayata Entegre Edin",
"Yapay zeka rutin işleri halletsin, insanlar yaratıcılığa odaklansın."
"Doğru Soruları Sormayı Öğrenin":
"Bilgiye ulaşmak kolay ama doğru soruyu sorabilmek artık en değerli beceri."
"Dengeyi Kurun"
Avalin, "Yapay zeka teşhis koyabilir ama hastaya 'geçmiş olsun' diyen bir doktor olmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Vurgusu nettir,
"Teknolojiyi reddetmeyin ama insanı da unutmayın. Kazanan, bu dengeyi kurabilenler olacak."
.
Günün farklı panellerinde Vodafone, Pegasus, Unilever, LC Waikiki, ING Türkiye gibi dev şirketlerin insan kaynakları liderleri, geleceğin liderlik ajandalarını masaya yatırdı.
İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı Paneli,
“İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı, Liderlerin Vizyonu, Stratejik Yol Haritası ve Geleceğe Bakış,” başlıklı panelde sektörün önde gelen isimleri, işveren markası dönüşümüne yönelik stratejilerini paylaştı. Moderatörlüğünü KREA M.I.C.E. Kurucu & CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in üstlendiği panelde, LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, ING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı ve Tiryaki Agro İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Murat Boğahan önemli açıklamalar yaptı.
Esneklik ve anlam arayışı yeni nesil çalışanların beklentisi. Aile şirketi kültürü, aidiyeti güçlendiriyor. Yapay zekâ ve insan iş birliği, geleceğin iş modellerini şekillendiriyor. Türk şirketleri, küresel işveren markası olma yolunda hızla ilerliyor.
ING Türkiye, "Esneklik ve Anlam Arayışı İşveren Markasının Temel Taşı"
ING Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modellerinin işveren markasındaki önemine dikkat çekti:
"Kendimizi bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Çalışanlarımız için 'Burada hayatını yaşa' mottosuyla esneklik sunuyoruz."
Pandemi sonrası çalışanların %60'ının hibrit modeli talep ettiğini belirterek, ING’de ayda 6 gün ofis zorunluluğu olduğunu, ancak bunun takım motivasyonu ve inovasyon odaklı kurgulandığını vurguladı.
"Yeni nesil, anlam arayışı olan işler istiyor. Teknolojiyi etkin kullanan, sosyal etkisi yüksek şirketler tercih ediliyor."
Tiryaki Agro, "Aile Kültürü ve Sahada Olmak Fark Yaratıyor"
Tiryaki Agro İK Başkan Yardımcısı Murat Boğahan, şirketin 70+ ülkede tarım ve lojistik operasyonlarıyla küresel bir marka olduğunu hatırlatarak, "Bizim için aile kültürü ve sahada aktif olmak kritik" dedi.
Deprem bölgesinde hızlı aksiyon alarak 5 konteyner kent kurduklarını ve çalışanlarının bu sürece gönüllü katıldığını paylaştı.
"Liderlerimiz, sadece talimatları uygulayan değil, sorgulayan ve katma değer yaratan ekipler istiyor."
Afrika ve Orta Doğu’daki zorlu coğrafyalarda çalışanlarının aidiyet duygusunu samimiyetle beslediklerini vurguladı.
LC Waikiki, "Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Dönüşüm"
LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, perakende devinin 60+ ülkede 60 bin çalışanla büyüdüğünü belirterek, "Geleceği şekillendirmek için yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ediyoruz" açıklamasını yaptı.
"Artık organizasyon şemalarında 'avatarlar' (dijital çalışanlar) yer alıyor. İnsan+yapay zekâ iş birliği kaçınılmaz."
Çalışanlarda "işimi kaybeder miyim?" endişesini ortadan kaldırmak için "Akıl ve Kalp" temalı bir dönüşüm stratejisi uyguladıklarını anlattı.
"Yapay zekâ becerisi olan adayları deneyimli olanlara tercih ediyoruz. Türkiye’den küresel bir marka çıkarmak hedefimiz."
Türk Şirketleri Küresel İşveren Markası Olma Yolunda
Panelde öne çıkan ortak vurgu, "insan odaklı dijital dönüşüm" oldu. ING’nin esnek çalışma modeli, Tiryaki Agro’nun saha deneyimi ve LC Waikiki’nin yapay zekâ stratejisi, Türk şirketlerinin küresel işveren markası olma yolundaki adımlarını gösterdi.
Moderatör Seda Mızraklı Ferik, "Bu panelde iki Türk markasının (LC Waikiki ve Tiryaki Agro) yanı sıra ING gibi küresel bir oyuncunun Türkiye’den liderlik etmesi gurur verici" diyerek sözlerini tamamladı.
Günün son keynote konuşması ise efsanevi eğitmen ve yazar Ahmet Şerif İzgören’den geldi. Anlam, etik ve liderliği merkezine alan bu kapanış konuşması ayakta alkışlandı
Global HR Summit 2025’in ikinci günü, yalnızca bilgi ve içgörü değil, aynı zamanda duygu, vizyon ve liderlik dolu bir deneyim sundu.
Bir gazeteci olarak şunu gururla söyleyebilirim, Bu zirve, yalnızca bir etkinlik değil, bir akıl fırtınası, bir ilham patlamasıydı. Seda Mızraklı’nın liderliği altında bu zirve, Türkiye’nin iş dünyasında ve küresel HR arenasında “olmazsa olmaz” bir marka haline geldi.
Türk Dünyası'nın Altın Kadını Azade İslamova’ya Altın Ziyaret
Özbekistan Başbakan Yardımcısı Züleyha Mahkamova’dan Türk Dünyasının “Altın İnsan” Ödüllü Azade İslamova’ya Anlamlı ziyaret ve Tebrik… Tarihi bir dayanışma örneği sergilendi.
Ailenin Kalbine Dokunan Ziyaret
Özbekistan Başbakan Yardımcısı, Aile ve Kadın İşlerinden Sorumlu Komite Başkanı Züleyha Mahkamova, 22-23 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen ve 27 ülkenin aile bakanlarını bir araya getiren “Uluslararası Aile Forumu”ndan özel bir zaman ayırarak, Türk Dünyası adına yılın Altın İnsan Ödülüne layık görülen Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği Başkanı Azade İslamova’yı ziyaret etti.
23 Mayıs 2025 Cuma günü gerçekleşen bu anlamlı buluşmada, Mahkamova ve İslamova ödüle birlikte dokunarak gururu paylaştı.
Bakanın alçakgönüllü ziyareti, sıradan bir protokol görüşmesinin ötesinde, toplumun temel taşı olan "aile" ve "kadın emeği"ne dair samimi bir takdirin ifadesiydi. İki güçlü kadın lider, ödül tebrik ardından Özbekçe yaptıkları sohbette, Türkiye ile Özbekistan arasındaki kültürel ve sosyal bağları güçlendirecek projeleri masaya yatırdı.
Kadını, Aileyi, Toplumu Birleştiren Buluşma
Mahkamova’nın bu nazik ziyareti, sadece bir tebrik değil; aynı zamanda kadının toplumdaki yerini, ailenin kutsallığını ve iki kardeş ülke arasındaki manevi bağı yeniden güçlü şekilde ortaya koydu.
Ailenin en küçük yapı taşı olduğuna inanan Mahkamova’nın, alçakgönüllülükle gerçekleştirdiği bu ziyaret, kadın gücüne olan inancını ve aileyi koruma konusundaki kararlılığını gözler önüne serdi.
İki Gönül, Bir Hedef,
Güçlü Aileler, Aydınlık Toplumlar
Görüşme konusunda Vizyon;
"Türkiye, bağımsızlığımızda ilk tanıyan ülke oldu; kardeşlik bağlarımız tarihle sınanmıştır."
"Aile medeniyetini yüceltmek için 10 yıllık projeleri birlikte hayata geçirmeliyiz."
"Türk aileleriyle evlenen Özbek kızlarımıza destek olmak, ortak hedefimizdir."
Mahkamova’nın "Devlet desteği tam olacak" mesajı ve "Cumhurbaşkanımızla değerlendireceğiz" sözleri, işbirliğinin ne denli stratejik olduğunu gösterdi.
Bu ziyaret, sıradan bir tebrik değil, Türk dünyasının kadın liderleri arasındaki köprülerin nasıl ilmek ilmek dokunduğunun kanıtı.
Ziyaret sırasında Özbekçe yapılan görüşmede Azade İslamova, duyduğu memnuniyeti şu sözlerle özetledi:
“Züleyha Mahkamova gibi değerli bir devlet büyüğümüzün derneğimize gelerek bu ödül sevincini paylaşması bizim için onurdur. Kendisiyle geçmişte çok verimli projelere imza attık. Bugün de bu iş birliğini daha ileri taşımak istiyoruz. Türkiye’deki 10 yıllık aile projesini yakından takip ediyoruz ve Özbekistan’da da aile medeniyetini ileriye taşımak için çalışıyoruz. Türkiye’nin bizi ilk tanıyan ülke olması, halklarımızın kardeşliği bizim için kıymetlidir. Bizim aramızda sadece siyaset değil, yüzyıllara dayanan bir kültür ve gönül bağı var.”
İslamova ayrıca Türkiye’de yaşayan Özbek kadınların da aile yapısına destek verici projelerde yer aldığını ve bu çalışmaları güçlendirmek için Mahkamova ile birlikte daha sıkı iş birliklerine hazır olduklarını belirtti.
Züleyha Mahkamova,
“Siz Uzakta Değilsiniz, Kalbimizdesiniz”
Züleyha Mahkamova ise İslamova’ya ve derneğe duyduğu saygıyı ve desteği şu sözlerle ifade etti:
“Bugün burada olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu ödül sadece Azade Hanım’ın değil, Türk Dünyası kadınının onurudur. Aile, bizim devlet ve millet olarak temel taşımızdır. Türkiye’nin aile politikalarına verdiği değeri takdirle izliyoruz. Sizler gibi sivil toplum öncülerinin çalışmaları, bizim devlet politikalarımıza güç veriyor. Her zaman yanınızdayız.”
Gönüllerin Devlet Ziyareti
Bu ziyaret, sıradan bir protokol buluşması değil; aksine gönüller arası bir bağ, kadın gücünün ve aile değerlerinin taçlandırıldığı bir anıydı. Kadını sadece ailenin değil, aynı zamanda toplumun taşıyıcı kolonu olarak gören bu iki kıymetli kadın liderin yan yana gelişi, Türk ve Özbek halklarına “birlikte daha güçlüyüz” mesajı verdi.
Bir gazeteci olarak bu ziyarete tanıklık etmek, kelimelerle anlatılması güç bir onurdu. Siyasetin ötesine geçen, kadının emeğini, ailenin ruhunu ve kültürel kardeşliği kucaklayan bu an; bana mesleğin ne kadar duygularla örülü bir misyon olduğunu yeniden hatırlattı.
Mahkamova'nın samimiyeti, İslamova'nın azmi... Bu iki öncü kadın, yalnızca bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Bazen bir haber sadece okunmaz; hissedilir, yaşanır ve hafızaya kazınır. İşte bu ziyaret de onlardan biriydi.
Okuyan herkes şunu anlamalı; Aile, sınır tanımaz; kadınların omuz verdiği medeniyet projeleri, Türk dünyasının geleceğini inşa ediyor. Bu buluşma, "biz birlikteysek, başarı da kalıcıdır" diyenlerin manifestosu oldu.