ULUSLARASI YOGA FESTİVAL ARDINDAN
Gazeteci Gözüyle Yoga Nedir? Neden Yapılır? Faydaları….
Yoga Academy tarafından düzenlenen festivalde; 22-23 Ağustos 2015 tarihleri arasında dolu dolu iki gün tam programa katılmak suretiyle, bizzat uygulayarak gözlemlediğim, meditasyonun en etkili olduğu yöntemlerden biri olan yogayı, “Bedenin, zihnin ve ruhun mükemmel uyumu evrensel bütünleşmesi” sağlıklı beden, sağlıklı zihin, öz güven öz saygı kazanması her insanın mutlaka yapması gerekli şeklinde özetliyebilirim.
Duruşların gerek beden ve gerekse zihnin uyumlu eylemi sonrasında fiziksel ve zihinsel rahatlama sağladığını, yorgunluğu tamamen kaldırdığını dayanıklılık, canlılık ve çeviklik kazandırdığına tanık oldum.
10 yıl süredir her ay Yoga festivali düzenleyen, Türkiye’den dünyaya açılan ilk ve tek Yoga okulu olan Yoga Academy’nin bu seferki durağı Kocaeli’ydi.
Uluslararası Yoga Federasyonu Başkanı Akif Manaf yönetiminde ve önderliğinde Emexotel’de gerçekleşen, Bilimsel temellere dayalı Orijinal Yoga Sistemi tekniklerinin uygulandığı festival programında; Muladhara (kök) Çakra çalıştırma teknikleri, Özgüvenin geliştirilmesi, Biyoenerji Teknikleri, Nefes Teknikeri, Svadhisthana (pelvis) Çakra çalıştırma teknikleri Yaratıcılığın geliştirilmesi, Manipura (Karın) Çakra çalıştırma teknikleri, Kararlılığın geliştirilmesi, Meditasyon, Gevşeme Teknikleri, Anahata (Göğüs) Çakra çalıştırma teknikeri, Sevginin geliştirilmesi ve Uluslararası Yoga Federasyonu Başkanı Akif Manaf’ın tüm Soruları cevaplayan sohbet toplantısı konuları yer aldı.
Yoga Akedemy öğretmenleri tamamen gönül esasına dayalı gönüllü hocalar olarak, mesleklerinden zaman ayırarak Yoga Akademy’de bireysel sorumlulukla topluma inandıkları Yogayı aşılamak ve sağlıklı toplum kazandırmak adına görev üstlenmişler. Serap üstünova, Dilek İmre, Mine Kutluay, Beğüm Tosun, Neslihan Gül, Elçin Erener, Yaşam Balkoca, Sems Uzuneser isimli ve pek çok hoca üstat Akif Manaf’a Festival süresince yardımcı oldular.
Festival yaza damgasını vurdu. Yeşil çimenler üzerinde matlarıyla beyaz özel Yoga Akademy kıyafetleriyle, kelebekleri martıları andıran katılımcıların, özel hazırlanmış, başka dünyalara götüren melodilerinin birleşiminden ortaya çıkan enerjik müzik eşliğinde yaptıkları yoganın vücudu rahatlatdığını ve finalinde ise tüm alanda stresden arınmış neşenin doruğa çıktığını gözlemliyoruz.
Yoga disiblini ile beslenen zihin ve beden son derece hayatdan memnun neşeli pozitif enerjiyle hayat yolcuğuna devam ediyor.
Zihni kontrollü ve disiplinli hale getiriyor. Zihinsel ve Duygusal Denge, Yoga duruşları, nefes teknikleri ile birleşince zihinsel dinginlik ve duygusal denge sağlanıyor.
Sanskritçe Asana olarak isimlendirilen duruşlar tüm sinir sistemini kuvvetlendiren ve dengeleyen, zihni kontrollü ve disiplinli uyumlu ve huzurlu hale getiren bir dizi psikosomatik çalışmalar olarak değerlendirilmektedir..
Konsantrasyonu artırırarak, odaklanmayı kolaylaştırmaktadır. Böylece Olaylara yeni perspektiflerden bakabilmeyi sağlamaktadır. Bireysel uygulanan yogada Rekabet aranmaz. Hızlı olmak gerekmez. Bedenin sınırı kadar uyum sağlayan, hayatın akışına ayak uydurmaktadır.
Yoga duruşlarıyla kan dolaşımı ve kandaki oksijen doygunluğu artıyor, kasları ve iç organları canlandırıyor, bedende nefese alan yaratarak, omurga ve kasların doğru kullanılması oksijen alımı artırıyor. Omurga Esnekliği Güçlü Kaslar Kazandırıyor.
Stresi yok ederek neşe içinde canlı, sağlıklı bir hayat kazandırmak gibi pek çok sayısız faydalar sağlamaktadır.
Sinirlerin omurga boyunca bedenimize dağılması Sanskritçe yazılmış yoga metinlerinde “Hayat Ağacı” adı verilmektedir. Düzenli yapılması sonucunda yoga yaşlılığı geçiktiriyor genç kalmayı sağlıyor
Sanskritçe Asana olarak adlandırılan duruşlar tüm sinir sistemini kuvvetlendiren ve dengeleyen, zihni huzurlu hale getiren egzersizlerdir. Orijinal Yoga metinlerinde 8.400.000 Asana’nın olduğu belirtiliyor. Bu rakam, evrendeki toplam 8.400.000 yaşam formuna karşılık geliyor. Asanalar, evrendeki evrim işlemini simgeliyor. Duruşlar düzenli uygulandıkça dayanıklılık, canlılık ve çeviklik kazandırıyor.
Eylül 2015 tarihinde İzmir’de tekrarlanacak geleneksel festivalde katılımcılar büyük enerji depo yüklü olarak döndüler.
yilmazparlar@yahoo.com
kaynak-Net Haber Ajans
ÜSKÜDARI YÖNETENLER İFAR YEMEĞİNDE BULUŞTU-YILMAZ PARLAR
ÜSKÜDAR BU İFTARDA BULUŞTU
ÜSKÜDARI YÖNETENLER İFAR YEMEĞİNDE BULUŞTU
Üsküdar’ı yönetenler ve gazeteciler, Üsküdar Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen Protokol İftarı’nda buluştu. Yemekte konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar’ın, dostluğun örnek şehri olmaya ve Türkiye’ye enerji yaymaya devam edeceğini belirtti.
Üsküdar Belediyesi, Ramazan etkinlikleri çerçevesinde, ilçenin yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları için Protokol İftarı düzenledi. Üsküdar Belediyesi Nikâh Dairesi Kır Bahçesi’nde düzenlenen iftar yemeğine, başta Üsküdar Kaymakamı Mehmet Güler ve Üsküdar’ın eski belediye başkanlarından Niyazi Yurtseven olmak üzere kamu kurum yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, gazete tv yöneticileri ile iş, sanat ve spor camiasından tanınmış isimler katıldı.
Medyanın da yoğun ilgi gösterdiği iftar yemeğinde konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, misafirlerine, “Kültür şehri, hoşgörü şehri, Ramazan şehri Üsküdar’a hoş geldiniz” diye seslenerek, yoğun ilgi ve katılımlarından dolayı teşekkür etti.
BAŞKAN HİLMİ TÜRKMEN; “KOCAMAN AİLENİN BİREYLERİ BU SOFRADA BULUŞTU”
Kocaman bir aile bireylerinin bu iftar yemeğinde buluştuğunu, Üsküdar’ın, dostluğun örnek şehri olmaya, Türkiye’ye bu dostluğun enerjisini yaymaya devam edeceğini belirten Hilmi Türkmen şöyle konuştu; “Ramazan’ın bereketi, Türkiye’yi, İstanbul’u ve Üsküdar’ı bir kez daha kuşatmış oldu. Bu mübarek günlerin en güzel en tatlı anı ise iftar sofralarıdır. Neşe dolu, şükür dolu, bereket dolu iftar sofralarını, en çok birleştirici yanıyla bayrama benzetiyoruz.
Kocaman bir ailenin bireyleri bu sofrada buluştu. Üsküdar’da Ramazan’ı, hayatı, bayramı paylaşıyoruz. Sevinci, acıları, dostluğu, komşuluğumuzu paylaştığımız gibi sıcak çorbayı, hurmayı paylaşıyoruz. Üsküdar, barışın, kardeşliğin, dostluğun örnek şehri olmaya, Türkiye’ye bu enerjiyi yaymaya devam edecektir.
Belediye olarak gerçekleştirdiğimiz projeler dalga dalga yayılmaya ve önek alınmaya devam ediyor. 1994 yılında başlatmış olduğumuz Ramazan Soframızı sadece Üsküdar’a değil bütün dünyaya açtık. Üsküdar’da Ramazan’ın farklı yaşandığını herkes hissediyor. Ramazan Soframıza daha da geliştirmek için bu yıl Sahur Meclisi’ni de ekledik. Saz Meclisi, Söz Meclisi, Kur’an Meclisi, Esma Meclisi, Temcid ve Sala Meclisi, Dua Meclislerimizle günün ilk ışıklarına kadar Ramazan’ı huşu içinde yaşamaya devam ediyoruz.
Türkiye’nin seçkin hafızları, Kur’an, ilahi, tasavvuf, musiki ile Ramazan ayımızı renklendiriyor. Camilerimizde Enderun teravihleri kılınıyor. Üsküdar’da ramazan huşu içinde doya doya yaşanıyor. Bu birlik, dostluk, barış ve kardeşlik ruhunu yaşatmaya devam edeceğiz.
KAYMAKAN GÜLER’DEN TÜRKMEN’E TEŞEKKÜR
Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler ise konuşmasında, iftar yemeğini düzenleyen Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’e ve katılan davetlilere teşekkür etti. Üsküdar’da oruç tutmanın büyük bir fırsat olduğunun altını çizen Güler, “Etrafımızdaki ülkelerde kan var gözyaşı var. Ülkemizde huzur içerisinde Ramazan ayını yaşadığımız için şükrediyoruz. Birlik ve beraberliğimiz bundan sonra da devam edecek” dedi.
yilmazparlar@yahoo.com
ÜSKÜDARI YÖNETENLER İFAR YEMEĞİNDE BULUŞTU
Üsküdar’ı yönetenler ve gazeteciler, Üsküdar Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen Protokol İftarı’nda buluştu. Yemekte konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar’ın, dostluğun örnek şehri olmaya ve Türkiye’ye enerji yaymaya devam edeceğini belirtti.
Üsküdar Belediyesi, Ramazan etkinlikleri çerçevesinde, ilçenin yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları için Protokol İftarı düzenledi. Üsküdar Belediyesi Nikâh Dairesi Kır Bahçesi’nde düzenlenen iftar yemeğine, başta Üsküdar Kaymakamı Mehmet Güler ve Üsküdar’ın eski belediye başkanlarından Niyazi Yurtseven olmak üzere kamu kurum yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, gazete tv yöneticileri ile iş, sanat ve spor camiasından tanınmış isimler katıldı.
Medyanın da yoğun ilgi gösterdiği iftar yemeğinde konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, misafirlerine, “Kültür şehri, hoşgörü şehri, Ramazan şehri Üsküdar’a hoş geldiniz” diye seslenerek, yoğun ilgi ve katılımlarından dolayı teşekkür etti.
BAŞKAN HİLMİ TÜRKMEN; “KOCAMAN AİLENİN BİREYLERİ BU SOFRADA BULUŞTU”
Kocaman bir aile bireylerinin bu iftar yemeğinde buluştuğunu, Üsküdar’ın, dostluğun örnek şehri olmaya, Türkiye’ye bu dostluğun enerjisini yaymaya devam edeceğini belirten Hilmi Türkmen şöyle konuştu; “Ramazan’ın bereketi, Türkiye’yi, İstanbul’u ve Üsküdar’ı bir kez daha kuşatmış oldu. Bu mübarek günlerin en güzel en tatlı anı ise iftar sofralarıdır. Neşe dolu, şükür dolu, bereket dolu iftar sofralarını, en çok birleştirici yanıyla bayrama benzetiyoruz.
Kocaman bir ailenin bireyleri bu sofrada buluştu. Üsküdar’da Ramazan’ı, hayatı, bayramı paylaşıyoruz. Sevinci, acıları, dostluğu, komşuluğumuzu paylaştığımız gibi sıcak çorbayı, hurmayı paylaşıyoruz. Üsküdar, barışın, kardeşliğin, dostluğun örnek şehri olmaya, Türkiye’ye bu enerjiyi yaymaya devam edecektir.
Belediye olarak gerçekleştirdiğimiz projeler dalga dalga yayılmaya ve önek alınmaya devam ediyor. 1994 yılında başlatmış olduğumuz Ramazan Soframızı sadece Üsküdar’a değil bütün dünyaya açtık. Üsküdar’da Ramazan’ın farklı yaşandığını herkes hissediyor. Ramazan Soframıza daha da geliştirmek için bu yıl Sahur Meclisi’ni de ekledik. Saz Meclisi, Söz Meclisi, Kur’an Meclisi, Esma Meclisi, Temcid ve Sala Meclisi, Dua Meclislerimizle günün ilk ışıklarına kadar Ramazan’ı huşu içinde yaşamaya devam ediyoruz.
Türkiye’nin seçkin hafızları, Kur’an, ilahi, tasavvuf, musiki ile Ramazan ayımızı renklendiriyor. Camilerimizde Enderun teravihleri kılınıyor. Üsküdar’da ramazan huşu içinde doya doya yaşanıyor. Bu birlik, dostluk, barış ve kardeşlik ruhunu yaşatmaya devam edeceğiz.
KAYMAKAN GÜLER’DEN TÜRKMEN’E TEŞEKKÜR
Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler ise konuşmasında, iftar yemeğini düzenleyen Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’e ve katılan davetlilere teşekkür etti. Üsküdar’da oruç tutmanın büyük bir fırsat olduğunun altını çizen Güler, “Etrafımızdaki ülkelerde kan var gözyaşı var. Ülkemizde huzur içerisinde Ramazan ayını yaşadığımız için şükrediyoruz. Birlik ve beraberliğimiz bundan sonra da devam edecek” dedi.
yilmazparlar@yahoo.com
Elalem ne der-Serap Akçura sergisi -Yılmaz Parlar
.
Elalem ne der
23 ocak | 6 şubat 2014 arasında devam edecek 1985 yılından bu yana grafik tasarımcı, boya-mürekkep-kağıtsever imge arayıcı Serap Akçura sergisi Versus Art Business Karşı Kopymalar galeride
“bedene bak ığında iktidar görülebiliyorsa, bedenin artık iktidarın nesnesi ve kaynağı değil; iktidara karşı direnişin barikatıdır. ne kadar zayıf, çelimsiz gibi görünse de, barikat umutsuzluğun yeri değildir. sanat bu noktada direnişin sürekliliğini sağlamanın ve büyütmenin bir yolu olarak hep önemli bir parçası olmuştur yaşamın.
bedeni özgürleştirme sürecinde faucault’nun biyoiktidarı ve artaud’un organsız bedenlerinin, hafif doğu’dan esen bir rüzgarla, matisse’in kocaman makasıyla renkli kartonlardan kestiği amorflarla buluşması, oradan arp’a, ernst’e, klee’ye, hammersley’e uzanması ve kim bilir daha nerelere uzanacak olması hiç de rastlantı değildir o yüzden.”
Akçura’yı grafikerlikten resim yapmaya iten güç, onun toplumsal şiddetle yaşadığı çatışmadan kaynaklanır. İktidar mekanizmalarının gündelik hayatta, insan ilişkileri üzerinde görünmeden örgütlediği ve çoğu zaman oto sansürle içselleştirerek ürettiğimiz bir şiddettir bu. Bu görünmeyen el üzerimizde bir hayalet gibi dolaşarak önce dil, sonra davranış ve reflekslerimiz toplumsal varlığımız üzerinden kendini tekrar eder. Tam da bu nokta özgürlük ve demokrasi mücadelesinin alanını belirler. Barikat ortak derimizdir, dilimizdir, sinir uçlarımızdır. Duyma, hissetme, görme vs. gibi algılamaya ilişkin tüm duyularımız başkalaşır. Kavga tümüyle kişisel ilişkilerimize indirgenir. Bu bir minörleşme değildir. Bu hegemonya karşısında geliştirdiğimiz mücadele alanının genişlemesidir. Ayrıca bu deneyimin, yaşanan paradoksun geliştirdiği alan, “sanatçı” tarafımızdır. Akçura’nın yürüdüğü bu ince yol, çelik keskinliğinde bir tehlike ama aynı zamanda kağıt inceliğinde gelişmiş bir duyarlılık içerir. Ten şeffaflaşır, ilişkiler transparanlaşıp algılanır hale gelirken ölüm ve yaşam bir samuray duyarlılığında dengeye kavuşur. Şiddet, aşkınlaşmış bir güçle, zarafetle karşılanır. Akan kan sanata dönüşür ince bir sızı kalır bedenleşmiş tuvalde.
DENEME
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)