28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde,-Yılmaz Parlar

 28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde,

 Ortak Vicdan Çağrısı 

“Daha İnsancıl Bir Dünya İçin Diyalog”

Marmara Grubu Vakfı’nın 40 yıllık birikimiyle hayata geçirdiği Avrasya Ekonomi Zirvesi, bu yıl bir kez daha küresel barış, ekonomik adalet ve sürdürülebilir geleceğin ana hatlarını belirleyen bir akıl platformuna dönüştü. Başkan Dr. Akkan Suver'in vizyoner liderliği ve evrensel barışa adanmışlığı, zirvenin küresel ölçekteki saygınlığını pekiştirdi.



7-8 Mayıs 2025 tarihleri arasında Wow Hotel Kongre salonlarında, Marmara Grubu Vakfı (MGV) ve İHKİB işbirliğiyle düzenlenen 28. Avrasya Ekonomi Zirvesinde, 50 ülkeden 300’ü aşkın siyasetçi, diplomat, akademisyen ve iş insanı katılım sağladı.

Daha İnsancıl Bir Dünya,

 Yaşanabilir Bir Dünya İçin Diyalog" temasıyla gerçekleşen zirvede küresel adalet, sürdürülebilir kalkınma ve çok taraflı işbirliği masaya yatırıldı.



Marmara Vakfı’nın Vizyoner Liderliği

MGV Genel Başkanı Akkan Suver, açılışta yaptığı etkileyici konuşmada, "Çatışma yerine diyaloğu, bölünme yerine sağduyuyu tercih ediyoruz" mesajı verdi. Suver, ABD-Çin gerilimi, iklim krizi ve Ukrayna savaşına rağmen "ortak vicdan" çağrısı yaparak, "Avrasya Zirvesi, farklı sesleri birleştiren bir platformdur" dedi. Zirvenin akademik derinliği de dikkat çekti; başta Prof. Dr. Uğur Özgöker olmak üzere, tamamı profesörlerden oluşan raportör kadrosu, MGV’nin kalitesini bir kez daha kanıtladı.



Açılış Konuşmalarında;

MGV Başkanı Akkan Suver: "Yeni Küresel Düzende Diyalog Şart"

Suver’in konuşması sadece bir çağrı değil, aynı zamanda liderliğini yaptığı Marmara Grubu Vakfı'nın temel felsefesinin de özeti niteliğindeydi. “Küreselleşme, artık yeni bir akla ve cesur adımlara ihtiyaç duyuyor. Bu kürsülerde doğacak diyaloglar, dünyayı savaşlardan, ayrışmalardan ve umutsuzluktan kurtaracak yegâne yoldur,” diyerek katılımcılara güçlü bir sorumluluk hatırlatması yaptı.

Marmara Grubu Vakfı (MGV) Genel Başkanı Akkan Suver, 28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada küresel krizlere karşı "diyalog ve işbirliği" vurgusu yaparak, "Gençlerle birlikte yarınlara hazırlanıyoruz" mesajını verdi.

Küresel Krizler ve Çözüm Çağrısı

Suver, "Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik politikalarından gıda güvenliğine kadar tüm dünyanın ortak sorunlarla karşı karşıya olduğunu" belirterek, şunları kaydetti:

"Toplum olarak rüzgârla değil, akılla hareket etmek zorundayız. Ortak akıl ve    diyalog olmadan barış mümkün değil."

"Gençleri geleceğin liderleri olarak yetiştiriyoruz. MGV olarak yarınlara daha güçlü bir kadroyla hazırlanıyoruz."



Bölgesel Çatışmalara Eleştiri

Ukrayna savaşına da değinen Suver, "Bölgedeki çatışmalar, ülkelerin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü tehdit ediyor" uyarısında bulundu. "Evrensel değerler etrafında birleşmek yerine çatışmayı seçenler, dünyayı geriye götürüyor" ifadelerini kullandı.

MGV'nin Vizyonu: "Eğitim ve Gençlik"

Konuşmasında MGV'nin 40 yıllık mirasına da atıf yapan Suver, "Eğitim ve gençlik odaklı projelerimizle Türkiye'nin küresel etkisini artırmaya devam edeceğiz" dedi. Zirvenin, farklı ülkelerden liderleri bir araya getirerek "çok kutuplu dünyada uzlaşı arayışına" katkı sağladığını vurguladı.

"Dünya Tek Elden Yönetilemez"

Suver, konuşmasını "Hiçbir güç, dünyayı tek başına yönetemez. Çözüm, saygı ve diyalogdadır" sözleriyle tamamladı.



İstanbul Valisi’nden Kritik Uyarı: "Adil Paylaşım Olmazsa Göç ve Savaşlar Artar"

Davut Gül, ekonomik eşitsizliğin göç ve ticaret savaşlarına yol açtığını vurgulayarak, "En kötü barış, en iyi savaştan yeğdir" dedi. Gül, "Kaynaklar sınırlı ama ihtiraslar sınırsız. Adil paylaşım şart" diye ekledi.

“Adil Paylaşım Olmazsa, Sorunlar Kaçınılmaz”

Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, günümüz küresel sorunlarının temelinde adil olmayan ekonomik bölüşümün yattığını vurgulayarak, bu adaletsizliğin göçten ticaret savaşlarına kadar pek çok krizi tetiklediğini belirtti. Gül, “Kaynaklar sınırlı ama ihtiraslar sınırsız. Adil paylaşımla kaynakların verimli kullanılması gerektiğini artık daha yüksek sesle söylemeliyiz,” ifadeleriyle dikkat çekti.

Kileci: “Türk İhracatçısı Dünyada Fark Yaratıyor”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Ahmet Fikret Kileci, dünyada yaşanan dönüşümün gerisinde kalmamak gerektiğini belirterek, Türk ihracatçısının diğer ülkelerden ayrışan bir dinamizme sahip olduğunu söyledi. “Yeter ki birlikte hareket edelim ve toplum menfaatini önceleyelim,” diyen Kileci, kaynakların doğru kullanımının artık en büyük inovasyon olduğunu vurguladı.



Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Çarpıcı Çıkış: "Türkiye'nin Tarihi Mirasına Sahip Çıkmak Zorundayız"

Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına vurgu yaparak önemli mesajlar verdi.

"Türkiye'nin çok kıymetli bir tarihi mirası var. Bu mirasa sahip çıkmak hepimizin görevi."

"Fatih'in ruhunu anlamak ve onun bıraktığı eserleri korumak zorundayız. Bu sadece bir tarih meselesi değil, kimlik meselesidir."

"Türkiye'nin Müslüman kimliğini savunmak ve korumak her vatandaşın sorumluluğudur."

Ünlü tarihçi, konuşmasında Türkiye'nin geçmişten gelen bilgi birikimini gelecek nesillere aktarmanın önemine değinerek, "Tarihimizdeki büyük dönüşümleri doğru anlamalı ve bu bilgileri gençlerimize aktarmalıyız" dedi.

Ortaylı'nın konuşması, salondaki dinleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Tarihçi, sözlerini "Bu toprakların değerini bilmeli ve gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmalıyız" diyerek tamamladı.

Zirvede aynı gün, Prof. Dr. Ortaylı'ya Marmara Grubu Vakfı tarafından "Bernard Lewis Yöneticilik Ödülü" takdim edildi.




Zirvenin Onur Konuğu, Prof. Dr. Aziz Sancar

Nobel’li Bilim İnsanından Çarpıcı Çıkış
Zirvenin şeref konuğu, bilim dünyasının gururu, Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar oldu. Bilimsel başarılarıyla insanlığa umut veren Sancar’ın katılımı, zirvenin entelektüel ve etik düzeyini daha da yukarı taşıdı.
Prof. Dr. Aziz Sancar, "Temel bilimler olmadan güçlü ekonomi olmaz" uyarısında bulundu: "Çin, ABD’den fazla bilim yayını yapıyor. Biz de teknolojiyi ithal değil, üretmeliyiz."




KKTC Dışişleri Bakanı’ndan Tarihi Konuşma

Tahsin Ertuğruloğlu, "Kıbrıs’ta iki devlet var; uluslararası toplum bu gerçeği tanımalı" dedi. Rum tarafının ambargolarını eleştiren Ertuğruloğlu, "Egemenliğimiz inkâr ediliyor" diyerek BM’yi sert şekilde eleştirdi.
Zirve, küresel krizlere rağmen "diyalog" vurgusuyla tamamlandı. MGV’nin ev sahipliğindeki bu prestijli buluşma, Avrasya’nın geleceği için umut verdi.




Kemal Erkan, Amerika Birleşik Devletleri merkezli United Medical LLC’nin CEO konuşması;

Ben Kemal Erkan, Amerika Birleşik Devletleri merkezli United Medical LLC’nin CEO’suyum. United Medical, klinik, operasyonel ve finansal alanlarda sağlık hizmetlerini entegre eden bir “Accountable Care Organization” yani sorumlu sağlık hizmeti organizasyonu / nüfus sağlığı yönetimi şirketidir. Oracle / Oracle Health tarafından sağlanan teknolojileri ve merkezi hizmetleri kullanarak doktorları, sağlık kuruluşlarını ve hastaları destekliyoruz; böylece sonuçları iyileştiriyor, maliyetleri düşürüyor ve bakım süreçlerini daha verimli hale getiriyoruz.

Sağlıkta dönüşüm alanında yirmi yılı aşkın bir deneyimim var ve sürdürülebilirliğin, sağlık hizmetlerinin temelinde yer alması gerektiğini bizzat gözlemledim.
Derler ki, yeni sorunlar eski araçlarla çözülemez. Eskiden insanlar buz kesme işinde ustaydı, çok etkili, çok hassas çalışırlardı. Ama buzdolapları icat edilince, tüm bu beceriler anlamını yitirdi. Artık buz kırmada ne kadar iyi olursanız olun, önemi kalmadı, çünkü oyun değişti. Bizim dünyamızda da durum aynı. Ayakta kalmak istiyorsak, geçmişte kalmış değil, geleceğe uygun araç ve stratejilere sahip olmamız gerek.

Sürdürülebilir sağlık hizmeti artık bir seçenek değil stratejik bir zorunluluktur.
Bu, henüz gelmemiş bir geleceğe değil , çoktan gelmiş bir geleceğe hazır olmakla ilgilidir. Sistemlerimiz ya evrilip gelişecek ya da çökme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Demografik Değişim

Beklenen yaşam süresi dramatik şekilde arttı. Bu büyük bir başarı.
Ancak sistemlerimiz geçmişteki koşullar için inşa edilmişti.
Bugün insanlar 80’li yaşlarını, hatta ötesini görüyor; ancak biz hâlâ hastalıkları tepkisel biçimde yönetiyoruz, önleyici değil.
Bu da hızla artan maliyetlere, bakıcı yüküne ve uzun vadeli bakımda ciddi boşluklara yol açıyor.
Uzun yaşam, kaliteli yaşamla birlikte gelmeli, bunu destekleyen sürdürülebilir sistemlerle.

Neden Sürdürülebilir Sağlık?

Kronik hastalıklar artıyor. Zihinsel sağlık ihtiyaçları yükseliyor. İklim kaynaklı sağlık krizleri ve sağlık çalışanlarında tükenmişlik giderek yaygınlaşıyor. Sağlık eşitsizlikleri derinleşiyor ve ekonomik yük sürdürülemez hale geliyor. Eğer sağlık sistemlerimiz çökerse, toplumlarımız kırılgan hale gelir.
Sürdürülebilir sağlık bir politika ayrıntısı deği, dirençli toplumların temelidir.

Önleme odaklı sistemler, eğitim, tarama, beslenme.

Yapay zekâ ve uzaktan sağlık uygulamaları, erişimi ve sonuçları iyileştirmek için. Değer odaklı bakım, hizmetin miktarı değil, sağladığı fayda ödüllendirilmeli. İklim dostu altyapılar, verimli ve dayanıklı sistemler. İnsan odaklı tasarım,  Sosyal belirleyicileri ele alan, eşitlik sağlayan çözümler. Bazı bölgelerde bunlar şimdiden uygulanıyor. Şimdi, küresel liderlik gösterme ve bu modeli ölçeklendirme zamanıdır.

Kadın Sağlığı ve Gebelik Bakımı

Kadın sağlığı da mutlaka önceliklendirilmelidir. Pek çok bölgede anne ölümleri hâlâ yüksektir. Üreme, doğum öncesi ve sonrası sağlık hizmetlerine erişim tutarsızdır. Sürdürülebilir sistemler, kadınlar için güvenli ve adil sağlık hizmetlerini garanti etmelidir, bu yalnızca bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda bir insan hakları ve kuşaklar arası yatırım meselesidir.

Stratejik Zorunluluk

Liderler için bu konu yalnızca sağlıkla ilgili değildir. Ulusal güvenlik, dayanıklı sistemlere bağlıdır. Ekonomiler, sağlıklı ve üretken nüfuslara ihtiyaç duyar. Kamu güveni, erişim ve adaletle şekillenir. Sağlıkta sürdürülebilirliği başaran ülkeler, küresel geleceğin liderleri olacaktır. Gecikme lüksümüz yok.
 
Eylem Çağrısı ve Kapanış

Tepkisel bakım sistemlerine değil, uzun vadeli sağlık direncine bağlılık göstermeliyiz. Önleme, sistemler ve inovasyona yatırım yapmalıyız. Ve birlikte, sınırları aşan bir liderlik sergilemeliyiz çünkü gelecek bunu bizden bekliyor. Sürdürülebilir sağlık hizmeti, hepimizin ortak sorumluluğu ve stratejik fırsatıdır.




Marmara Grubu Vakfı'nın 40. Yılına Anlamlı Ödüller

Zirvede MGV’nin 40. yılı nedeniyle ödüller dağıtıldı: Etkinlik kapsamında Vakfın 40. kuruluş yıl dönümü anısına düzenlenen törende, demokrasi, yöneticilik, ihracat, sanayi ve siyaset gibi farklı alanlarda topluma katkı sunan isimlere ödüller takdim edildi:
“Süleyman Demirel Demokrasi Ödülü” – Romanya eski Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu
“Bernard Lewis Yöneticilik Ödülü” – Prof. Dr. İlber Ortaylı
“Şahap Kocatopçu İhracatçı Ödülü” – TİM Başkanı Mustafa Gültepe
“Hüsamettin Kavi Sanayici Ödülü” – EAE Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hikmet Kaya
“Yusuf Çengel Siyaset Ödülü” – Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin
“40. Yıl Teşekkür Ödülleri” – İş insanları Kemal Erkan, Nihat Kandaloğlu ve DATÜB Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov




Şahin Holding CEO’su Ece Şahin’e Avrasya Ekonomi zirvesi ve Marmara Vakfı hakkındaki yorumuna; 

“Marmara Grubu Vakfı Bir Diyalog Medeniyetinin Temsilcisi,
Kuruluşundan bu yana barışa, iş birliğine ve diyalog kültürüne adanmış bir misyonla çalışan Marmara Grubu Vakfı, yalnızca Türkiye'nin değil, Avrasya'nın da en önemli sivil toplum diplomasi aktörlerinden biri haline gelmiştir. Dr. Akkan Suver’in liderliğinde kurumsal kimliğini daha da güçlendiren Vakıf, 40 yıldır siyaset üstü, kültürler arası bir anlayışla bölge halkları arasında köprüler kurmayı başarmıştır. 

Gelecek Diyalogla İnşa Edilecek

28.Avrasya Ekonomi Zirvesi, sadece bir fikir alışverişi platformu değil; insanlığın geleceğine yön verecek kararların konuşulduğu bir vicdan kürsüsü oldu.” Şeklinde aldığımız cevap oldu.

Gerçektende, Marmara Grubu Vakfı, Dr. Akkan Suver’in cesur, vizyoner ve uluslararası saygınlık kazanmış liderliğiyle, Avrasya’dan yükselen bu çağrının hem mimarı hem de taşıyıcısı olmaya devam ediyor. 

Çünkü biliyoruz ki, en kötü barış bile en iyi savaştan evladır. 

Zirve, küresel krizlere rağmen "diyalog" vurgusuyla tamamlandı. MGV’nin ev sahipliğindeki bu prestijli buluşma, Avrasya’nın geleceği için umut verdi.

yilmazparlar@yahoo.com

Tarsus, Medeniyetin Altın Tacını Taktı-Yılmaz Parlar

  

Tarsus, Medeniyetin Altın Tacını Taktı

 

 "Golden Apple" Gururu Başkan Ali Boltaç'ın Liderliğinde Gerçek Oldu

FIJET’in “Turizmin Oscar’ı” Altın Elma Ödülü, Tarsus’a Işık Tuttu

 10 Bin Yıllık Tarih, Geleceğe Açılan Kapı Oldu

Tarih boyunca Anadolu’nun kalbinde yükselen ve medeniyetlerin altın halkası olarak kabul edilen Tarsus, bu yıl Uluslararası Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu (FIJET) tarafından turizmin Nobel’i sayılan “Golden Apple” (Altın Elma) ödülüne layık görüldü. Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç’ın vizyoner liderliğinde, Saint Paul Meydanı’nda düzenlenen görkemli tören, sadece bir ödülün teslimi değil; aynı zamanda medeniyetin, barışın ve ortak değerlerin taçlandığı bir kutlama haline dönüştü.

 

Tarsus ile Palazzolo Acreide Arasında Tarihi Kardeş Şehir Protokolü İmzalandı



Program kapsamında, Tarsus ile İtalya'nın Palazzolo Acreide kenti arasında tarihi bir kardeş şehir protokolü imzalandı. Bu önemli adım, Tarsus'un dünya kenti kimliğini pekiştiren ve uluslararası dostluk ile kültürel iş birliğini güçlendiren anlamlı bir gelişme olarak kayıtlara geçti.

Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç törende yaptığı konuşmada şehrin köklü tarihine ve kültürel zenginliğine dikkat çekerek şunları söyledi:



"Tarsus, 10 bin yıllık geçmişiyle kadim bir şehir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Saint Paul gibi insanlık tarihine iz bırakmış önemli şahsiyetlerin yaşadığı bir kenttir. Bugün sizlerle birlikte adımladığımız tarihi sokaklarda bu zengin mirası bir kez daha derinden hissettik.
Tarsus'ta Müslümanların Eshab-ı Kehf’i, Hristiyanların Aziz Paul’u, Musevilerin ise Danyal Peygamber’i bir arada bulunuyor. Bu eşsiz tarihî ve kültürel doku, şehrimize büyük bir değer katıyor. Ayrıca Tarsus, Akdeniz'in sıcakkanlı ve misafirperver insanları ile özgün mutfağı sayesinde de fark yaratan bir şehirdir.
Bugün, bu ortak değerler ve kültürel zenginlikler doğrultusunda Palazzolo Acreide ile kardeş şehir protokolü imzalamaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz."

İmzalanan protokolün, ilerleyen dönemde iki şehir arasında kültürel alışverişin, turizmin ve ortak projelerin gelişmesine önemli katkılar sağlaması bekleniyor.

 


 

“Tarsus, Dünya Kültür Haritasında Artık Bir Işık Noktasıdır”

 

Tarsus’un ödüle uzanan hikâyesi sadece tarihi eserlerden, kutsal mekânlardan ya da eşsiz mutfağından ibaret değil. Bu başarı, belediye liderliğinden halkına, emekçisinden sanatçısına dek herkesin yürekten inşa ettiği bir geleceğin meyvesidir.

FIJET Başkanı Ticani Haddad, ödülü verirken şu sözlerle Başkan Boltaç’a teşekkür etti:

"Altın Elma’yı, doğaya ve tarihe saygı gösteren, geçmişin mirasını geleceğe taşıyan şehirler hak eder. Başkan Boltaç, bu değerleri yalnız temsil etmedi; aynı zamanda yaşattı."

 


Başkan Ali Boltaç’tan Unutulmaz Sözler,

 

“Bu Şehir, Tüm İnançların Kardeşliğidir”

 

“Tarsus, 11 bin yıllık bir medeniyetin taşıyıcısıdır. Aziz Pavlus'un izinden yürürken, Eshab-ı Kehf’in huzurunda secdeye varan, Danyal Peygamber’in duasını hisseden bir şehirde yaşıyoruz. Bu ödül, bu kadim birikimin dünya nezdinde tanınmasının nişanesidir.”

Ali Boltaç, sadece belediyecilik yapan bir başkan değil; bir arkeolog kadar geçmişe, bir mimar kadar geleceğe, bir lider kadar bugüne odaklanan bir yönetişim anlayışı sunuyor. Tarsus’u, İtalya’nın Palazzolo Acreide kentiyle kardeş şehir yaparak kültür diplomasisinde bir adım öne taşıyan Boltaç, bu stratejik vizyonuyla belediyeciliğin rotasını Akdeniz’in ortak uygarlığına çevirdi.

 


Vizyon, "5 Milyon Turist" ve Yeni Tarsus Hikayesi

“Geç kalmadık, tam zamanındayız” diyerek sahneyi coşkulu bir kararlılıkla dolduran Boltaç, konuşmasında sanayi, emlak, gastronomi ve kültür turizmini kapsayan bütüncül bir kalkınma planını dile getirdi.

“Birlikte ‘turizm destinasyonu Tarsus’u’ inşa edeceğiz. Artık sadece geçilen değil, kalınan bir şehir olacağız.”

 


Ekip Ruhu, Kent Aklı

 

Ali Boltaç, bu ödülü şahsi bir başarı değil, Tarsus’un kolektif dirilişinin belgesi olarak niteledi:

“Bu ödül, gece gündüz çalışan temizlik işçisinden, vizyon ortaya koyan meclis üyemize kadar herkesindir. Bu şehirde siyasi değil, insani bir belediye başkanlığı yapıyorum.”

 

Kaymakam Akyüz, “

Tarsus’un Hak Ettiği Değer Artık Dünya Sahnesinde”

 

Tarsus Kaymakamı Mehmet Ali Akyüz ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“On bin yıllık kadim şehrimiz, bugün uluslararası platformda hak ettiği değeri bulmuştur. FIJET’e ve bu sürece katkı sunan herkese şükranlarımı sunuyorum.”

 


Hüseyin Kurtoğulları,

 

"Tarsus, 10.000 Yıllık Tarihiyle Dünyaya Açılıyor"

 

"Bu ödül, Tarsus'un küresel turizm haritasında hak ettiği yeri alması için bir milattır. Aziz Pavlus'tan Danyal Peygamber'e, Kleopatra Kapısı'ndan gastronomi mirasına kadar bu şehir, inanç ve kültür turizminin eşsiz bir merkezi olmalıdır."

 

Stratejik Çağrı, "Artık uluslararası festivaller, akademik çalışmalar ve dijital tanıtımlarla Tarsus'un hikâyesini tüm dünyaya anlatmalıyız. Bu ödül bir başlangıç, asıl hedef sürdürülebilir bir turizm ekonomisi yaratmak."

 


Stratejik Katkılar, FIJET’ten Tarsus’a 3 Altın Öneri

 

FIJET Türkiye Başkanı Gürhan Boztepe, Tarsus’un potansiyeline dikkat çekerek üç önemli katkı sundu:

 

Kültür Otobüsü Projesi, Tarsus’un kültürel varlıklarını mobil olarak tanıtacak bir proje önerisi.

 

İtalyan İşbirliğiyle Lezzet Turları, Gastronomide uluslararası işbirliğiyle yeni pazarlara açılım.

Emlak ve Yatırım Değerlemesi, Artan turizm ilgisiyle gayrimenkul ve yatırım değerlerinin yükseltilmesi.

 

Altın Elma ile Altın Çağ Başlıyor

Tarsus, artık yalnızca geçmişiyle değil; geleceğiyle de dünyanın radarına giriyor. Başkan Ali Boltaç’ın ifadesiyle:

“Bu şehirde ihanetin karşısında, halkın ve tarihin yanında duracağız. Tarsus artık bir dünya kentidir!”

 




Delal Atamdede (FIJET Başkan Yardımcısı),

"Altın Elma, Tarsus'un Potansiyelinin İlk Adımı"

 

"FIJET'in 70. yılında bu ödülü Tarsus'a vermekten gurur duyuyoruz. Ancak bu, yolun başı. Kültür rotaları, gastronomi turları ve yerel halkın katılımı olmadan kalıcı başarı mümkün değil."

 


Kültürle Taçlanan Tören

Törenin ardından gerçekleşen gala gecesinde keman sanatçısı Anna Mıadzvedzeva ve kanun virtüözü Ahmet Baran sahne alarak davetlilere müzik şöleni sundu. Bu gece, sadece bir ödülün kutlandığı değil, medeniyetler arasında kültürel köprülerin inşa edildiği bir gece olarak hafızalara kazındı



 

Konser Sonrası Anna Mıadzvedzeva ile yaptığımız özel söyleşide

 

Anna Miadzvedzeva, Müziğin Büyüleyici Dünyasında Bir Yıldız

1996’da Belarus’un Mogilev kentinde doğan Anna Miadzvedzeva, müziğe adanmış hayatıyla dünya çapında iz bırakan bir sanatçıdır.

 

Elektro keman performansları ve kendine özgü neon ışık şovu ile seyircilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Bu benzersiz gösteri, dünyada eşi benzeri olmayan bir deneyim sunarak galalar, lüks düğünler, uluslararası fuarlar ve Michelin yıldızlı restoranlar gibi prestijli etkinliklerde büyük beğeni topluyor.

 


UEFA, BMW, Lexus, Samsung, Vodafone, Koç Holding gibi dev markalarla iş birliği yapan Anna, aynı zamanda özel dikim haute couture kostümleri ve el yapımı kanatlarıyla sahne performanslarını bir sanat eserine dönüştürüyor.

 

Murat Boz, Gülçin Ergül gibi ünlü isimlerle çalışmış, Netflix’in "Zaferin Rengi" filmi ve "Mandi" dizisi gibi projelerde oyunculuğuyla da dikkat çekmiştir.

 

Müzik kariyerine ek olarak, 5 yıldızlı otellerde ve özel organizasyonlarda sahne almayı sürdüren Anna, dört dil bilmesi ve çok yönlü sanatsal yetenekleriyle de öne çıkıyor.

 

Piyano çalmaktan kostüm tasarımına, dalıştan DJ’liğe kadar geniş bir ilgi alanına sahip olan bu yetenekli sanatçı, müziği ve sanatı birleştirerek izleyicilere büyülü bir dünya sunmaya devam ediyor.

 

yilmazparlar@yahoo.com


Özbek Kadın Hakları Derneği 4 Yılda 7000 Kadının Hayatına Dokundu-Yılmaz Parlar

  Türk Dünyasının Gururu, “Tomris Hatun” Ozoda İslomova


Özbek Kadın Hakları Derneği  Başkanı Ozoda İslomova Türk Dünyasının Umudu Kadınlar İçin Çalışan  Bir Lider


Özbek Kadın Hakları Derneği 4 Yılda 7000 Kadının Hayatına Dokundu

Demir anlamına gelen Tarihte ilk kadın hükümdar olan “Tomris Hatun” ismiyle çevresinde anılan Kadın Haklarının Güçlü Sesi, Özbek Kadın 

Hakları Derneği Başkanı Ozoda İslomova’dan Uluslararası Başarı Öyküsü



4 Yılda 7.000 Kadına Ulaşan Örnek Çalışmalar

Kadınların sesi, hakkı ve geleceği için bir umut ışığı yakan Özbek Kadın Hakları Derneği, kısa sürede attığı büyük adımlarla yalnızca Özbekistan’da değil, tüm Türk Cumhuriyetleri’nde ve hatta uluslararası arenada yankı uyandıran bir başarı hikayesine dönüştü. Derneğin kurulduğu günden bu yana geçen yalnızca 4 yılda tam 7000 kadının hayatına dokunulması, bu başarının en somut göstergesi…

7.000’den fazla kadına eğitim, istihdam, hukuki destek ve Ramazan erzak yardımı gibi kritik hizmetler sunarak büyük bir sosyal dönüşüme imza attı. Dernek, başkanları Ozoda İslomova öncülüğünde yalnızca Özbekistan’ın değil, tüm Türk cumhuriyetlerindeki kadınların haklarını korumak ve güçlendirmek için çalışıyor.

Uluslararası Boyutta Hizmet
Türk dünyasındaki kadınların sesi olmayı hedefleyen dernek, sponsorların desteğiyle daha büyük projelere imza atmayı planlıyor.

Eğitim, İstihdam ve Hukuki Destek Kadınlara Umut Olan Dernek

Eğitimden ekonomiye, hukuki danışmanlıktan acil yardıma kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren Özbek Kadın Hakları Derneği, kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta aktif rol alması için mücadele ediyor.

Ramazan aylarında da binlerce aileye erzak yardımı ulaştırarak sosyal dayanışmanın örnek adresi haline geldi.

Bu başarıların arkasında ise vizyoner bir lider duruyor:

Ozoda İslomova, Cesaret ve Özverinin Lideri
Derneğin başkanı Ozoda İslomova, kadın hakları konusundaki kararlı duruşu ve vizyoner liderliğiyle takdir topluyor.



Bir Liderden Fazlası, Ozoda İslomova

Sadece güçlü bir kadın hakları savunucusu değil; aynı zamanda toplumun her kesimine umut ve cesaret veren ilham verici bir figür. Onun önderliğinde şekillenen bu yolculuk, kadınların sesini daha gür çıkarmasını, haklarını bilmesini ve yaşamlarını kendi ayakları üzerinde inşa etmelerini mümkün kıldı.

İslomova’nın samimiyeti, kararlılığı ve kapsayıcı vizyonu, derneği kısa sürede uluslararası düzeye taşıdı. Artık dernek sadece Özbekistan’da değil, Tüm Türk Cumhuriyetleri’nden kadınların haklarını koruma misyonuyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Uluslararası arenada da ses getiren projelere imza atıyor. İslomova’nın azmi ve kadın dayanışmasına inancı, Özbek kadınlarının geleceği için umut olmaya devam ediyor.

Gönüllü Destek ve Sponsorlarla Daha Güçlü Projelere Doğru

Bugüne kadar gönüllülerin ve destekçilerin katkılarıyla yürütülen çalışmalar, sponsorların da desteğiyle daha büyük ve kalıcı projelere dönüşmek üzere. Eğitim merkezleri, kadın sığınma evleri, mesleki gelişim atölyeleri ve çok daha fazlası artık hayal değil.

Kadınlar için daha adil bir gelecek hedefiyle yola çıkan Özbek Kadın Hakları Derneği ve Başkan Ozoda İslomova, destekçileri sayesinde çok daha güçlü projelere imza atacak.

Daha fazla kadına ulaşmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliği için yeni adımlar atmayı hedefliyor.

Türk Dünyasının Kadınlarına Umut Oluyorlar
Tüm Türk cumhuriyetlerindeki kadınların haklarını savunan, 
Mecidiyeköy Kerven Geçmez Sokak Keskin İş merkezindeki dernek, kardeş ülkeler arasında dayanışmayı güçlendiriyor. Özbek Kadın Hakları Derneği ve Başkanı Ozoda İslomova, yaptıkları örnek çalışmalarla takdir topluyor, kadınların hayatına dokunmaya devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

TİDER'den 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi-Yılmaz Parlar

 TİDER'den 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi

Sürdürülebilir Gelecek için Çığır Açan Zirve

Gıda Bankacılığı ve İsrafın Önlenmesi Masaya Yatırıldı

Hande Tibuk’un Liderliğindeki TİDER, 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi ile Gıda İsrafına Karşı Küresel Çözümleri Konuştu



İstanbul’da düzenlenen 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi, gıda israfının önlenmesi, sürdürülebilir tarım ve yoksullukla mücadele gibi kritik konuları ele aldı. Hande Tibuk’un açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, alanında uzman isimleri bir araya getirdi.

Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) tarafından düzenlenen 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi8 Nisan 2025 Salı günü Şişli Radisson Blu Hotelde geniş bir katılımla gerçekleşti.

TİDER’in 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi’nde Hande Tibuk’tan Etkileyici Açılış, “Gıdadan Fazlası”



TİDER Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk’un vizyoner açılış konuşması, gıda israfı ve yoksullukla mücadelede Türkiye’nin atması gereken adımları net bir şekilde ortaya koydu.

Sunuculuğunu Sevinç Şatıroğlu’nun yaptığı zirvede;  Zirvede Öne Çıkan Panel Başlıkları; Gıda ve Tarım Değer Zincirinde İsrafın Önlenmesi, Sürdürülebilir Gıda ve Tüketici Alışkanlıkları, Gıda Atıklarının Dönüşüm Yıldızları, Sokak Hayvanları için İş Birliği Modelleri, Gıdadan Fazlası, Ekonomik ve Sosyal Dönüşüm.

Gıda Bankacılığı, “Hem İsrafı Azaltır Hem Yoksulluğu



Hande Tibuk konuşmasına, TİDER’in kuruluş felsefesiyle başladı:

“Gıda bankacılığı dünyada da ülkemizde de yeterince yaygın değil. Halbuki hem israfı azaltmak hem de yoksullukla en hızlı ve etkili şekilde mücadele etmek için en güçlü yol budur.”

TİDER 15 Yaşında, “Sosyal Fayda ile Büyüyen Bir Ağ

Tibuk, TİDER’in 2010 yılında kurulduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Bu yıl 15. yılımızı kutluyoruz. 2015’te ilk destek marketimizi Maltepe’de açtık. O günden bu yana binlerce kişiye ulaşarak hem ihtiyaçlarını karşıladık hem de istihdam sağladık.”

 


Türkiye’de Bir İlk, Kimlikle Ürün Alım Sistemi

“Marketlerimizde ilk kez sadece kimlik ile alışveriş yapılabilecek bir sistemi hayata geçirdik. Bu sistem sayesinde ihtiyaç sahipleri kart taşıma zorunluluğu olmadan, insana yaraşır biçimde market deneyimi yaşıyor.”

Yasa Değişikliğiyle Vergi Avantajı, “Gıdalar Çöpe Değil İnsana Gitsin

TİDER öncülüğünde yürütülen yasa çalışmasına da değinen Tibuk,

“Artık firmalar hem gıda hem de nakit bağışlarında vergi avantajı elde ediyor. Bu, israfın önüne geçmek ve bağışları artırmak için hayati önem taşıyor.”



İstihdamda Devrim, Destek İK Programıyla Binlerce Kişiye İş

“Gıda bankalarından faydalanan ihtiyaç sahiplerinin çalışabilecek durumda olanlarını tespit edip iş bulmalarına yardımcı oluyoruz. Bu projeyle sadece yardım değil, kalıcı çözüm sunuyoruz.”

Tibuk, bu proje ile Maltepe ve Beşler destek marketleri üzerinden sadece 2023 yılında 120 kişiyi işe yerleştirdiklerini vurguladı.



Global Tanınırlık, “TİDER, Gıda Bankacılığı’nın Türkiye Temsilcisi

“2017’de Global Food Banking Network (GFN) üyeliğini kazandık. 50 ülkeden oluşan bu küresel ağda Türkiye’yi tek temsil eden kuruluşuz. 2024 veya 2025’te Global Zirve’yi İstanbul’da düzenlemek istiyoruz.”

Uluslararası Ödül, “Destek İK Programı ile Küresel Başarı

“2017’de Global Food Banking Innovation Award’ı kazandık. ‘Balık tutmayı öğretmek’ yaklaşımımızla, sadece yardım değil, dönüşüm sağladık.”

 Sürdürülebilir Kalkınmaya Katkı

Zirvenin bu yılki teması olan “Gıdadan Fazlası (More Than Food)”, Hande Tibuk’un konuşmasında hayat buldu. TİDER’in sadece gıda yardımı değil, aynı zamanda eğitim, istihdam, çevre ve hayvan hakları alanlarında da sosyal etki yarattığı vurgulandı.

 “Gıda Bankacılığı, Türkiye’nin Dönüşüm Anahtarı Olabilir”

Tibuk,  “Gıda bankacılığı doğru uygulandığında, yoksulluğun da israfın da kökünü kazıyabiliriz. İş dünyası, kamu ve STK’lar birlikte çalışırsa, Türkiye’yi bu alanda örnek bir ülke haline getirebiliriz.”

Bu zirve, yalnızca bir buluşma değil. Türkiye’nin daha adil, sürdürülebilir ve israfı önleyen bir geleceğe olan inancının bir yansıması oldu. TİDER ve Hande Tibuk’un liderliğinde gıda bankacılığı artık sadece bir kavram değil, toplumun yeniden inşa edildiği bir model haline geliyor.



"Gıda İsrafı Ekonomiyi Vuruyor, Çözüm İş Birliğinden Geçiyor"

Mine Ataman moderatörlüğündeki oturumda tarım ve finans dünyasından uzmanlar, gıda kayıplarını azaltmanın yollarını tartıştı:

İbrahim Oğuz (Frankfurt School): "Tarım finansmanında sürdürülebilir modeller geliştirilmeli."

Engin Eskiduman (Denizbank): "KOBİ’ler ve çiftçiler için yeşil krediler artırılmalı."

Aytaç Köksal (Barilla Gıda): "Tedarik zincirinde teknoloji entegrasyonu israfı azaltabilir."

"Tüketici Alışkanlıkları Değişmeli: Sürdürülebilir Gıda İçin Bilinç Şart!"

Prof. Dr. Mehmet Pala’nın yönettiği oturumda uzmanlar, tüketici davranışlarının dönüşümüne dikkat çekti:

Dilara Koçak: "Bilinçli tüketim, iklim kriziyle mücadelede en etkili silah."

Dr. İrfan Demiryol: "Gıda atıkları, biyoyakıt ve kompost gibi alanlarda değerlendirilmeli."

Tuğba Şimşek (Kızılay): "Yoksullukla mücadelede gıda bankaları kilit rol oynuyor."

"Dönüşüm Yıldızlarından Çığır Açan Projeler!"

Biolive (Duygu Yılmaz): "Zeytin çekirdeği atıklarından biyopolimer üretiyoruz!"

Wastepresso (Selin Öğütoğulları): "Kahve atıklarını geri dönüştürerek karbon ayak izini azaltıyoruz."



"Sokak Hayvanları İçin Dev İş Birliği: Belediyeler, STK’lar ve Özel Sektör El Ele!"

Hande Tibuk’un moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda:

Erdinç Orhan (İstanbul Veterinerler Odası): "Hayvan refahı için yerel yönetimlerle ortak projeler şart."

Bekir Aydın (Orhangazi Belediye Başkanı): "Sokak hayvanlarına yönelik besleme ve sağlık projelerimizi anlattı."

Esra Cevahir Propomco Yönetim Kurul Başkanı, Çevre teknolojileriyle dönüşümler

"Yoksulluğa Karşı Dijital Çözümler: Kripto ve Finansal Kapsayıcılık"



Nil Tibukoğlu’nun yönettiği oturumda;

Murat Bitirici (BtcTurk Hisse CEO): "Blockchain teknolojisi, şeffaf yardım sistemleri sunabilir."

Genco Elcora (BtcTurk Bitcoin Direktörü): "Kripto varlıklar, bağış sistemlerinde devrim yaratabilir."

"Küresel Kampanya Duyuruldu: 'More Than Food' ile Gıda Bankacılığında Yeni Dönem"

Global Food Banking Network’ten Jason Woods ve Ahlea Isabella, dünya çapında gıda bankacılığını güçlendirmek için yeni bir kampanya başlattıklarını açıkladı.



Esra Cevahir, 'Procompo İle Sıfır Atık Hedefine 24 Saatte Ulaşıyoruz."
TİDER 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi'nde Procompo Yönetim Kurulu Başkanı Esra Cevahir, gerek sunumda gerekse özel söyleşimizde devrim niteliğindeki geri dönüşüm teknolojilerini anlattı.

"Atıklar Artık Çöp Değil, Ekonomik Değer"

Hande Tibuk moderatörlüğündeki oturumda konuşan Esra Cevahir, Procompo'nun yerli ve milli teknolojisiyle dünyada bir ilke imza attıklarını vurguladı.

"Makinelerimiz, 24 saat içinde gıda atıklarını organik gübreye veya hayvan mamasına dönüştürüyor. Bu sayede hem çevreyi koruyor hem de ekonomiye katkı sağlıyoruz."

"Bir otel, AVM veya belediye, atıklarını dönüştürerek 6 ayda yatırım maliyetini amorti edebilir. Sonrası safi kâr"

"Sıfır Atık Projesi'nde Devrim, Paris İklim Anlaşması'na Uyumlu Çözüm"

"Procompo makineleri, Türkiye'nin 2050 sıfır atık hedefini destekliyor. Atıkları %70 oranında bertaraf ederek belediyelerin lojistik maliyetlerini düşürüyoruz."

"AB'nin karbon vergisi uygulamasında, atıklarını dönüştüren şirketler ton başına 60-100 Euro kazanç sağlayacak. Biz bu fırsatı yerli teknolojiyle sunuyoruz."

"Organik Gübre ve Sokak Hayvanları İçin Mama Üretimi"

"Pişmiş yemek artıklarından kemik atıklarına kadar her şeyi değerlendiriyoruz. Özellikle belediyeler, sokak hayvanları için sürdürülebilir mama kaynağı oluşturabilir."

"Organik gübre üretimiyle kimyasal gübre kullanımını azaltıyor, toprak sağlığını koruyoruz."

"Kimler Kullanabilir? Oteller, AVM'ler, Hastaneler ve Daha Fazlası"

"150 kişilik bir restoran 100 litrelik makineyle ihtiyacını karşılayabilir. 500 yataklı bir otel için 500 litre, büyük AVM'ler için 2.500 litre kapasiteli modellerimiz var."

"Çevre Bakanlığı'nın hibe destekleriyle kurumlar bu sistemi ücretsiz bile kurabilir."

"Dünya Standartlarında Yerli Teknoloji"

"ISO 9001 ve CE belgeli makinelerimizle Avrupa'dan fon alabilecek projeler üretiyoruz."

"7/24 teknik destekle müşterilerimizin yanındayız."

"Atıklarınızı altına çevirin. Sürdürülebilir bir dünya için Procompo olarak üzerimize düşeni yapıyoruz."  

TİDER’in düzenlediği bu zirve, gıda israfı, sürdürülebilirlik ve yoksullukla mücadelede "ortak akıl"ın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. "Gıda bankacılığı sadece açlığa değil, gezegenin geleceğine yatırımdır" mesajı verilen zirveden çıkan en net sonuç: "Dünya değişiyor, biz de değişmeliyiz"

 

yilmazparlar@yahoo.com